Gündüz vaktinin ikinci nafile ibadeti kuşluk namazı olup bu, tövbekârların namazıdır. Bu namazı sürekli kılmanın müstehab olup olmadığı konusunda Hanbelî mezhebinde iki görüş vardır.
Bu namaz konusundaki delil, Ebû Hüreyre’den gelen bir hadis olup buna göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kuşluk namazı, tövbekârların namazıdır. ”
Yine Ebû Hüreyre’den Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Kuşluk namazı, Dâvûd’un en çok kıldığ namazdır. ”
Ebû Hüreyre’den (r.a.) Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Cennet kapılarından birinin adı ’kuşluk’ kapısıdır. Kıyamet güne gelince bir melek Kuşluk namazını sürekli kılanlar neredeler? Onları Allâh ‘in rahmetiyle cennete alın ’ diye seslenecektir. ”
Hz. Ömer ve Hz. Ali dönemlerinde insanlar sabah namazını kıldıktan sonra kuşluk namazının kılındığı vakte değin beklerler ve onu da camide kılarlardı.
İbn Abbâs’tan şöyle nakledilmiştir:
“Bize öyle bir zaman gelmişti ki biz ‘…Öyle ki dağlar, Dâvûd’la birlikte sabah akşam Allâh’ı zikreder’ ayeti ile neyin kastedildiğini bilemezdik. Ta ki insanların kuşluk namazı kıldıklanın gördük de öyle öğrendik.
İbn Ebî Müleyke’den nakledildiğine göre İbn Abbâs’a kuşluk namazı sorulunca o “Kuşluk namazının Allah’ın kitabında yeri vardır” diye cevap vererek ardından şu ayeti okumuştur:
“Bu hidâyet nuru, Allah in hürmet edilip yüceltilmesini ve içinde tek ger çek ilâh/tanrı olarak kendi adının anılmasını emrettiği evlerde/mescidlerde parıldayıp durur. Nitekim o evlerde/mescidlerde kalpleri bu nurla aydınlanmış kimseler her daim Allah’ın adını anıp yüceltirler. ”
İbn Abbâs kuşluk namazını iki rekât olarak kılardı; ama sürekli kılmazdı. Bundan dolayı İkrime’ye İbn Abbâs’ın kuşluk namazını hangi aralıklarla kıldığı sorulunca o “Bir gün kılar, on gün kılmazdı” diye cevap vermiştir.
İbrahim enNahaî de şöyle demiştir:
“Sahabîler, kuşluk namazını sürekli kılmayı hoş görmezlerdi. Farz namaz gibi olmasın diye bazen kılar, bazen terk ederlerdi.”