• En güzeli, tırnakları cuma günü ve dağınık bir sırayla kesmektir.
Çünkü Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Tırnaklarını sıraya uymadan kesen kimse gözünden acı çekmez. ”
Humeyd b. Abdurrahman’ın babasından naklettiği bir başka rivayete göre ise Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Tırnaklarını cuma günü kesen kişi deva bulur ve hastalık ondan çıkıp gider. ”
Tırnak kesmenin perşembe günü ikindiden sonra müstehab olduğuna dair bir rivayet de vardır.
Dağınık sıra ile kastımız şudur: Önce sağ elin serçe parmağım, sonra orta parmağını, sonra başparmağım, sonra adsız parmağım, sonra işaret parmağını keser. Sonra sol elinin başparmağı ile başlar; ardından orta parmak, serçe parmak, işaret parmağı ve en son adsız parmağını keser. Hanbelî âlimlerinden Abdullah b. Batta bunu böyle açıklamıştır.
Vekî’, Hz. Âişe’den (r.a.) Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Âişel Tırnaklarını keseceğin zaman orta parmaktan başla, serçe parmak, baş parmak, işaret parmağı ve adsız parmakla devam et. Çünkü bu zenginlik getirir. ”
• Tırnak, makasla veya bıçakla kesilmelidir. Dişlerle koparılması mekruhtur. Tırnak kesildikten sonra tırnak uçları yıkanıp kesintiler toprağa gömülürse güzel olur. Saçtan ve bedenin diğer yerlerinden kesilen kıllar, vücuttan alınan ve damar kesilmesinde akan kan da böyledir.
Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) kanın, kılın ve tırnağın gömülmesini emretmiştir.