Hicretin Birinci Yılı : Üçüncü Olay

By | 17 Mart 2015

hicretin-birinci-yili-ucuncu-olayEbû Eyyûb-i Ansâri Hazretlerinin (Allah ondan razı olsun) mübarek adı Halid’dir. Babasının adı Zeyd’dir. Neccaroğulları kabilesindendir.
Nakledilir ki Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in bindiği deve şehre gelince, o Hazretin şimdi kabrinin bulunduğu mübarek arsaya gelince, iki dizinin üstüne çöktü. Lâkin yine kalktı, yola düzüldü. Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’de devenin yularını salmış bulunuyordu. Deve biraz daha gitti. Yine önceki yerde göğsünün üzerine çöktü. Bundan ötürü Hazret-i Resulullah (S.A.V.) orada deveden indi. Oradaki eve konuk oldu ve:
— «Burası bizim durağımızdır!» diye buyurdu. Ebû Eyyûb-i Ansâri (Allah rahmet eylesin) o yere yakın olduğu için Hazret-i Muhammed’den izin aldı. Devenin semer ve palanlarını alarak, yol takımlarını yüklenerek evine taşıdı. Bu sırada kimi Medineliler de o eşyayı götürmekte ona yardımcı oldular ve:

— «Hazretiniz bizim de evimize şeref verirseniz canımıza minnettir.» dediler. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurdu:
— «Kişi, yolculuk araçları nerdeyse kendisi de oradadır.»

Rivayete göre deve, Ebû Eyyûb-i Ansâri’nin kapısı önünde çökünce Cebrail (A.S.) gelip:
— «Ey Allah’ın Resulü! Buraya in. Bu kişi Allah Teâlâ’ya tevazu kılmıştır. Sen Medine kapısına geldiğin zaman her kişi evini süsledi. Ebû Eyyub ise:
— “Ben fakirim, ben yoksulum, zayıf bir kişiyim. Allah’ın Resulü benden âr, utanç duyar, evime inmez!” diye gönlünden düşünceler geçirdi. Mademki böyle alçak gönüllülük gösterdi, onun evine in yâ Muhammed!»

Nitekim, Nûh (A.S.)’ın gemisi Cûdi dağına indi. Bu, onun tevâzuundan, alçak gönüllü olmasındandır. Tûr-ı Sina’da Mûsâ (A.S.)’a tecelli vaki olmasının sebebi kendisini alçak gönüllü tuttuğundan ötürüdür.

Rivayet edilmiştir ki Ebû Eyyûb’un, (S.A.V.)’in babasının atası ile yakınlığı vardı. Hazret-i Resûlûllah (S.A.V.) bu eve inince yedi ay bu evin alt katında oturdu. Ebû Eyyûb (Allah ondan razı olsun) ise karısı ve çocukları ile evin üst katında oturdular.
Yine rivayet edilir ki Ebû Eyyûb Hazretleri, Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in mübarek katına geldi:
— Yâ Resûlallah! dedi. Ben ve halkım bu gece uyumadık.
Hazret-i Muhammed (S.A.V.) sordu:
— Niçin uyumadınız?
Ebû Eyyûbül Ansâri Hazretleri cevap verdi:
— Biz yukarıda gezinirken üstünüze toz ve toprak dökülür, diye korktuk. Anam, babam sana feda olsun. Sizler yukarıda oturun, biz, çoluk – çocuklarımız alt katta oturalım. Bu endişeden kurtulalım.
Peygamber (S.A.V.):

— «Bizim aşağıda olmamız hem kolay, hem de en uygundur. Çünkü cemaat gelip giderler. Kimseye ağırlık, külfet olmasın!» diye buyurdu.
Ebû Eyyûb-i Ansâri (Allah ondan razı olsun):
— «Evet, orası öyle ama bizim yukarıda oturup sizin aşağı katta bulunmanız edebe uygun değildir.» dedi. O kadar ısrarda bulundu ki Peygamber (S.A.V.) bir miktar yukarı katta oturdu. Tâ Cebrail (A.S.) gelip o yere yakın bir Mescit bina edip kendisine bir menzil yapması emrolundu. Yedi ay sonra o yere yakın Mescid ve hücre binasına taşındı.