El-Bais

By | 16 Temmuz 2014

namaz-kildiran-seccade

El-BaisEl-Bais

Asılda BA’S herhangi bir nesneyi belirlenmiş bir yere harekete geçirmek, yönlendirmek manasınadır. Diğer söz konusu manalar hep bu manadan doğmuştur. İlgili olduğu nesneye göre manası da değişik olur. Buna göre de iki nevî olur;

1-Beşerîdir; Deveyi harekete geçirmek, bir adamı bir yere göndermek gibi,
2-İlâhîdir; Bu da iki türlüdür;
a)Yoktan eşyayı var etmek gibi. Bu Cenab-ı Hâlik hazretlerine mahsustur.
b)Ölüyü diriltmektir ki bu hususta, izn-i ilâhî ile bazı enbiya ve evliya da nasiplenmişlerdir.

“Ba’s” ile ilgili, Kur’an-ı Kerim’de 30’u aşkın fiil kullanılışında şu anlamlar karşımıza çıkar;

1-Rasul göndermek;
[​IMG]
Sonra Allah müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi. Bakara 2/213

2-Tayin etmek;
[​IMG]
Peygamberleri onlara Bilin ki Allah, Talut’u size hükümdar olarak gönderdi, dedi. Bakara 2/207

3-Musallat etmek: 
[​IMG]
Bunlardan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. İsra 17/5

4-Ölüleri diriltmek;
[​IMG]
Ölümünden sonra Allah bunları nasıl diriltir acaba dedi. Bunun üzerine Allah onu öldürüp yüz sene bıraktı, sonra tekrar diriltti. Bakara 2/259

5-Uykudan uyandırmak;
[​IMG]
Böylece biz, aralarında birbirlerine sormaları için onları uyandırdık. Kehf 18/19

6-Hakim tayini;
[​IMG]
Her ümmetten bir şehit göndereceğimiz gün, artık ne kâfir olanlara (özür dilemelerine) izin verilir ne de onların özür dilemeleri istenir. Nahl 16/84

7-Kabirden çıkarmak;
[​IMG]
Kıyamet vakti de gelecektir, bunda şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır.Hacc 22/7

8-Kullarının kalplerine aynen rasuller göndermek gibi hayırlı işlere yönelmeleri konusunda ilhamlar göndermek.

BA’SÜ BA’DEL MEVT

Ba’s kelimesinin İslâmî literatürde en yaygın anlamı “kıyamet gününde Allah’ın ahret hayatını başlatmak üzere ölüleri yeniden canlandırması, onları kabirlerinden çıkararak hayata göndermesi”dir.

Kur’an’da sûr’a birinci üflemenin ardından Allah’ın diledikleri müstesna  bütün canlıların yok olacağı, ikinci üfleme üzerine de ba’s hadîsesinin gerçekleşeceği ve ölmüş bütün yaratıkların yeniden canlanarak belli bir hedefe doğru koşuyormuş gibi rablerinin huzuruna çıkacakları anlatılır ve dirilişin ,gerçeği öğrenme ve amellerin karşılığını görme hikmetine bağlı olduğu vurgulanır. El-Bais Yevmü’l-Ba’s ve yevmü’l-hurûc ismi de verilen o günde insanlar arasındaki soy yakınlıklarının fayda vermeyeceği, herkesin kendi derdine düşeceği ve bu yüzden kişinin kardeşinden, ana-babası, eş ve çocuklarından kaçacağı, kimsenin birbirine bir şey sormayacağı, herkesin tek başına muhatap alınıp sorumlu tutulacağı, bazı yüzlerin ak, bazılarının kara olacağı şeklinde kıyametle ilgili bilgiler (kıyamet halleri) Kur’an’da ayrıntılı bir şekilde zikredilmektedir. Kur’an ölümden sonra dirilişi hayretle karşılayan ve bu konuda kesin bilgi sahibi olmak isteyenlere cevap teşkil etmek üzere, ölmüş ve parçalara ayrılmış bazı canlıların yeniden diriltildiğini haber vermek suretiyle duyulur âlemden de insan zihnini diriliş gerçeğine yaklaştırıcı örnekler sergilemektedir.

Hadislerde anlatıldığına göre bir Cuma günü gerçekleşecek olan yeniden diriliş insandaki acbü’z-zeneb ası verilen ve hiçbir zaman çürüyüp yok olmayan bedene ait maddi unsurların gökten inecek bir nevi hayat suyu sayesinde bir anda canlanmasıyla gerçekleşecek ve insan kabirden veya acbü’z-zeneb’in bulunduğu yerden bir bitkinin topraktan çıkışı gibi süratle canlanıp ortaya çıkacaktır.

Kıyamet tasvirleriyle ilgili hadislerde kabirden ilk defa Hz. Muhammed (s.a.v.)’in kalkacağı ve organları teşekkül etmiş düşük çocuklar dahil bütün insanların dirileceği bildirilir. Ayrıca ba’s sırasında kişilerin çıplak, tüysüz, sünnetsiz, sağlıklı otuz yaşlarında olacakları belirtilir.

Ba’s ile ilgili ayetler yeniden dirilişin cismânî olacağını göstermektedir. Nitekim ölüp toprağa karıştıktan sonra dirileceklerini akıllarına sığdıramayan inkârcılara, “Biz toprağın onlardan yiyip tükettiklerini de geride bıraktıklarını da çok iyi biliriz, katımızda her şeyi muhafaza eden bir kitap vardır. (Kâf 50/4) şeklinde cevap verilmiş, çürümüş kemikleri göstererek “Bunları kim diriltebilir?” diyenlere “Onları ilk defa yaratan diriltecektir” (Yasin 36/78-79) buyurulmak suretiyle kemiklerin diriltilmesi ba’sın kapsamında gösterilmiş, böylece dirilişin cismanî olacağı vurgulanmıştır. (DİA, 5.Cilt BA’S maddesi)

Gazalî’ye göre ba’s ölümden sonraki diriliştir. Ama dünyaya ilk gelişteki diriliş gibi değildir. İlk dirilişten ayrı bir diriliştir. İlk dirilişe asla benzemez. O’na göre insan için birçok dirilişler vardır, meydana gelişler vardır. Bu diriliş ve meydana gelişler sadece ikiden de ibaret değildir. Gazalî sonra Müminûn suresi 12,13,14 ayetleri delil olarak alır“Andolsun biz insanı çamurdan (süzülüp çıkarılmış) bir özden yarattık. (12) Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik (13) Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden alakayı bir parçacık et haline soktuk, bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik, bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratılışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.(14)” ve meni topraktan bir yaratıştır, kan pıhtısı da (alaka) meniden bir yaratıştır, et parçası ise kan pıhtısından bir yaratıştır. Ruh da et parçasından bir yaratıştır, der. El-Bais Ruhun bu şekilde aslı yaratıldıktan sonra hissî idraklerin yaratılışının da başka bir yaratış olarak gören Gazalî 7 yaşlarında temyiz gücünün yaratılışını da ayrı bir yaratış olarak görür. Buluğ çağlarında aklın yaratılışı da ona göre yine başka bir yaratıştır. Yani Gazalî “Her bir yaratış ayrı bir tavırdır. Allah insanları tavırlar halinde yaratmıştır. Kendisine velîlik verilen kimsenin buna ulaşması, peygamberlik verilecek kimseye bunun ulaşması da başka yaratıştır. Peygamberliğin bir insanda zuhuru bir nevi diriliştir. Bütün bunları sıralayan Gazalî sonunda bir insanın ilk yaratılışından kıyamet günündeki dirilişine kadar hayatını ele alarak şu safhalarla karşılaştığını açıklar;

1-Toprak safhası,
2-Meni safhası,
3-Pıhtılaşmış kan safhası,
4-Et parçası safhası,
5-Ruhun meydana gelme safhası,
6-Hissî idraklerin yaratılışı safhası,
7-Temyiz gücünün yaratılışı safhası,
8-Aklın yaratılışı safhası,
9-Velîlik verilenler için zuhuru safhası,
10-Peygamberlik verilenler için zuhuru safhası,
11-Ruhun bedenden ayrılışı safhası,
12-Ruhun tekrar bedene giriş safhası.

Bunlardan sonra Gazalî şöyle sonuçlandırır konuyu: mahşer günündeki diriliş, bir zatın tavırları ve basamaklarıdır. Kulları bu basamaklarda kemal derecelerine yükselirler. Nihayet bütün kemal derecelerinin en yücesi olan huzura varırlar. Şanı yüce olan Allah’ın huzuruna ya kabul edilirler, ya reddedilirler.

Gazalî, ayrıca ölümle cehalet, hayatla ilim arasında Kur’an’a dayanarak ilgi kurara ve ba’sin hakikatinin ikinci bir inşa ile ölülere can vermek olduğunu söyleyerek cahil bir insana öğretmenin, onu ilim sahibi kılmanın onu yeni bir dirilişle diriltmek olduğunu belirtir.

Bütün bu anlatılanlardan sonra BÂÎS, harekete geçiren, bir tarafa yöneltip gönderen, uykudan uyandıran, dirilten anlamlarında olup BA’S kökünden türemiştir. Ölüleri dirilten anlamında yaygınlık kazanmış olup, bu anlamıyla fiilî sıfatlardan kabul edilir.

Bâîs, insanı bütün yüce düşünce ve eylemlere yönlendiren, kalbinden ve zihninden bütün vesveseleri, vehimleri uzaklaştıran, iç dünyasını heva ve heveslerden temizleyen, fiillerini de her türlü çirkinliklerden arındıran demektir.

Cenab-ı Hakk için ifade ettiği anlamlar;

1-Allah Teâlâ’dan başka ölüleri diriltecek yoktur,
2-Allah Teâlâ insanları hayırlara yönlendirmek ister, bu maksatla da peygamberler ve kitaplar gönderir ki insanlar hayırların ve şerlerin ne olduğunu bilsinler,
3-Gökten indirdiği yağmurlarla ölü arzı dirilttiği gibi ilimle de cahilleri diriltir,
4-Kullarının kalplerine yerleştirdiği bir melek vasıtasıyla, onlara hayırlar işlemeleri konusunda ilhamlarda bulunur,

Aleyhissalâtü vesselâm efendimizin bu isimden nasibi;

1-İnsanları içinde bulundukları cehalet ölümünden ilimle diriltmeye uğraşırdı,
2-İnsanları her hususta hayırlara yönlendirmeye çalışırdı,
3-İnsanları, Allah Teâlâ’nın dirilttiği gün, O’nun cennet ve cemaliyle karşılaşacak bir kemale ulaşmaları konusunda yönlendirirdi,
4-İnsanları hayırlara yönlendirme konusunda, değişik bölgelere, cehaleti kaldırıp İslâmla diriltsinler diye ashabını, suffa ehlini, kurra’ları gönderirdi,
5-Tekrar dirilmeye inanmayan müşrikleri ilk yaratmanın, yarattıktan sonra diriltmekten daha zor olduğunu anlatarak inanmaya çağırırdı,

Bizim bu isimden nasibimiz;

1-Ba’sü ba’delmevt’in hak olduğuna iman,
2-Peygamberimizin ve Kur’an-ı Kerim’in bizim hayırlara yönlendirilmemiz için Allah tarafından gönderilmiş olduğunu, her buyruğunun önemli olduğunu kabul ve öylece iman,
3-Dışımızdaki insanlar için hep hayırlara yönlendiricilik yapmak,
4-İnsanları dînî cehaletten ilimle uzaklaştırıp tekrar dirilmelerini sağlamak.