Kadının ziynet eşyası 85 gram altın değerinde ve daha fazla ise o günkü alış fiyatına göre zekâtı hesap edilir, ayrıca para varsa onunla ödenir. Yoksa ziynetin bir kısmı satılarak zekâtı çıkarılıp ödenir. Bu meselede zekât kadına düşmektedir. Dolayısıyla o zengin sayıldığından zekâtı vermekte o yükümlüdür.
Nasıl erkeğin şahsî malı olabiliyorsa, kadının da kendisine ait malı olabilir. Bu malı, kadın bazen miras yoluyla, bazen nişan ve düğünde verilen takılarla, bazen hediyeyle, bazen de bir iş yaparak kazanmasıyla elde eder. Bunun için tasarrufu kendisine aittir.
Zekât verileceği zaman, karı-kocadan hangisi dinen zengin durumda ise zekâtı o verir, kurbanı da o keser. Fakat aile hayatı içinde bu mesele karşılıklı anlayışla halledilir.
Yani, meselâ kadının ziynet eşyası 85 gram altın değerinde ve daha fazla ise o günkü alış fiyatına göre zekâtı hesap edilir, ayrıca para varsa onunla ödenir. Yoksa ziynetin bir kısmı satılarak zekâtı çıkarılıp ödenir.
Bu meselede zekât kadına düşmektedir. Dolayısıyla o zengin sayıldığından zekâtı vermekte o yükümlüdür.
Ziynetinin zekâtını vermediği zaman da kendisi sorumludur. Kocası sadece yardımcı olur, maddî durumu müsait olsa da, olmasa da hanımının ziynetinin zekâtını vermek zorunda değildir.
Fakat Müslüman aileler bu meseleyi kendi aralarında çözmeye çalışırlar, üzerlerinde bir zekât borcunun kalmasına rıza göstermezler. Karı-koca elbirliği ile bu meseleyi çözmeye gayret ederler.