İdris Peygamberin Doğuşu

By | 9 Şubat 2015

idris-peygamberin-dogusu«Kitapta İdris’i de an. O da dosdoğru bir peygamberdi. Onu pek yüce bir yere yükselttik.» (Meryem sûresi, âyet: 56-57)
Yard büyüdü. Babası onu kendisine vekil seçti. Onun da bir oğlu dünyaya geldi. Adı Uhnuh veya Hanuh , konuldu.İşte İdris peygamber bu idi. Alnında Nur-ı Muhammedi pırıl pırıl parlıyordu, idris doğduğu zaman büyük atası Adem, 622 yaşındaydı.
İdris peygamber dünyaya geldikten sonra bu Nur 137 yıl onun alnında parladı. O da bu ömrü içinde bir kadın aldı. Adı Hedâne idi. Kadın hamile kalınca Resul Nuru kendisinin alnında parıldamaya başladı. Sonra bir oğul dünyaya getirdi. Adını Müteveşlih koydular. Resul Nur-u şimdi bu çocuğun alnında parıldamaya başlamıştı. Bu çocuk doğduğu zaman artık en büyük babası Adem peygamber Ahirete göçmüş bulunuyordu. Onun için en büyük atasını görememişti.
İdris peygamber üç yüz elli, elli beş, yahut üçyüz altmış yıl yaşamıştı. İdris peygambere, Allah tarafından indirilen gök kitabı 30 sayfalıktır. Hz. Adem’den sonra, ilk yazı yazan O idi ve Adem’den sonra ilk Nübüvvet hil’âtini giyen Şît değil, Hz. İdris’tir. Bundan sonra gelen beşinci soy, beşinci koldu. Bazı tarihlere göre Hz. Adem’den dolayı bu kitaplar peygamber isimlerini sıralarken Adem, İdris, Nuh, Hûd diye sıralarlar. Hz. İdris peygamber 360 yıl yaşadıktan sonra Yüce Allah buyruğu ile göğe uçtu. Alemlerin Rabbi, Hazret-i Muhammed’e:
— Bu kitapta (Ruhan’da) İdris için. «O da dosdoğru bir peygamberdi. Onu pek yüce bir yere yükselttik.» diye buyurmuştur.
Bazı din kitapları, İdris peygamberin göğe, o yüce yere çıkışını şöyle anlatırlar:
— İdris nebi ömrünün sonuna doğru uzlete çekildi. On altı yıl ne yedi, ne içti, ne de uyudu. Gökteki melekler onun bu haline şaşırıp kaldılar. Hak Teâlâ’ya yalvararak:
— Ey Rabbimiz dediler. Kulun İdris Nebi bir köşeye çekildi. Bize izin ver de kendisini ziyaret edelim.
Cenâb-ı Hak onlara bu izni verdi. En büyük meleklerden Ölüm meleği Azrail ona geldi. İdris ona:
— Sen kimsin? diye sordu. Azrail de:
— Ben Ölüm meleği Azrail’im! dedi. İdris (A.S.):
— Yoksa ruhumu almaya mı geldin? diye sordu. O da:
— Hayır, dedi. Senin hatırını sormaya geldim!
İdris (A.S.):
— Anladım, dedi. Ruhumu almaya geldin, öyleyse al ruhumu!
Azrail (A.S.):
— Yüce Allah’ın buyruğunu almadan ben hiçbir kişinin ruhunu kabzedemem! dedi.
O zaman Alemlerin Rabbi:
— Onun ruhunu al yâ Azrail! Ben onun gönlünde olanı bilirim! diye buyurdu.
Azrail, hemen İdris peygamberdin ruhunu çekti, aldı ve sonra ona Cehennem’i gösterdi. Oradan Cennet’e götürdü. Sonra da Hak Teâlâ:
— Yâ Azrail! İdris’i gök katlarına yücelt. Onu şu halkalı yıldıza götür! diye emir buyurdu. O da İdris peygamberi aldı, kuşaklı Zühal yıldızına götürdü. O da bu yıldızın rengârenk şeffaf halkasında otuz yıl ömür sürdü.
Göğe uçmadan önce karılarına ve çocuklarına ahd ve misakta bulundu. Atası Âdem peygamberin sandığını o da oğlu Müteveşlih’e emanet etti. Ona ve bütün ailesine:
— Ey Âdem babamın torunları! dedi. Yüce Allah’ın size emrini bildiriyorum. Sakın küçük amcanız sevgili Hâbil’i öldüren büyük amcanız Kâbil’in evlâdlariyle evlâdlarınızı karıştırmayın, evlendirmeyin. Çünkü onun evlâdını, onlarla karışanı, onlara yakınlık duyanları Yüce Rabbimiz azaba çarptıracağını söyledi.
İdris peygamber, ilk ata binen insandı. Babasının yolunu tutmuş, Kâbil’in evlâtlariyle kutsal savaşlar yapmıştı. Allah’ın birliği yolunda atalarının, babalarının yolundan sapmamış, kaymamıştı. Her sıkıntıya göğüs germiş sabırlı bir peygamberdi.
Nur-ı Muhammedi, İdris oğlu Müteveşlih’in alnında 137 veya 197 yıl parladı. Bir gün Müteveşlih evlendi. Lâmek adında bir oğlu dünyaya geldi. Müteveşlih, 915 yıl yaşadıktan sonra öldü.