Uhud Cenginde On Dördüncü Olay

By | 16 Mart 2015

uhud-cenginde-on-dorduncu-olay    Nakledilmiştir ki:
— Hâceyi Alem, Resul-i Ekrem (S.A.V.) beş meluna beddua etmişti. Bunların beşi de bir yıla varmadan ölüp gittiler. Kimisi Uhud’da öldürüldü. Kimisi bir yıl tamam olmadan Cehennem’in derinliğine gittiler. Bunlardan birisi Abdullah bin Hümeyd-i Esedî’dir ki cenkte Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in üstüne at sürmüştü. Ebû Dücâne (R. Anh) bir kılıç vurarak onu öldürdü.
Beş kişiden biri de İbn-i Kamiyye idi ki, Müşriklerle birlikte Mekke’ye dönünce bir dağ başında oturdu. Allah’ın emri ile bir sırtlan geldi. Onun karnını yardı. Bağırsaklarını boğazından çıkardı. Canını Cehennem’e yolladı, ölürken:
— «Vay zilletim!» diye bağırmıştı. Siyer yazanlar der ki: «Vay zilletim!» demesine sebep şudur. Uhud günü Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’e taş atmıştı. Taş mübarek eline dokundu. Kılıç kabzası da elinden düştü. İbn-i Kamiyye:
— «Tut benden bunu ki ben İbn-i Kamiyye’yim» demişti. Hazret-i Muhammed (S.A.V.) de:
— «Yüce Allah seni zelil etsin!» demişti. Bu sebeple ölürken.
— «Vay zilletim!» diyerek ölmüştü.
Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in lanetine uğrayanlardan birisi de Übeyy bin Haleftir. O, Bedir Gazası’nda esir düşmüştü. Bahası biçil-miş, gereken akçeyi fidye verip Medine’ye götürmüştü. Peygamber (S.A.V.) huzurunda:
— Yâ Muhammed, dedi. Bir at besliyorum. Her gün ona semizlenmesi için öyle ot yediriyorum ki, sonra da onun üzerine binip senin ile cenkleşmek ve seni öldürmek istiyorum!
Hazret-i Muhammed (S.A.V.):
— «Belki ben seni öldürürüm!» dedi. O gün o ata binmişti. Resulullah (S.A.V.):
— «Ubeyy bin Halefin şerrinden emin değilim. Sanıyorum ki ardından saldırır. Eğer bana hücum ederse bana bildirin!» diye buyurdular ve o vakit dağın yüksek bir yerine çıkmak diledi. Cenk bitmişti. Übeyy oğlu Halef Resûlûllah (S.A.V.)’ı dağın yükseğinde görünce ağıza alınmayacak sözler söylemeğe başladı. Ashab-ı Kiram:
— «Yâ Resûlâllah, eğer işaret buyurursan ona hücum edelim!» dediler. Hazret-i Muhammed (S.A.V.):
— «Sabredin!» diye buyurdu.
Sonra, o melun yaklaşınca yiğit Zübeyrin elinden hançerini, bir rivayete göre mızrağını çekip aldı, o lânetliye attı. Mızrak o alçağın boynuna dokundu. Hızla atının başını çevirdi, Kureyşlilere ulaştı. Kendisini attan aşağı attı. Sığırlar gibi bağırıp böğürüyordu.
Ona:
— «Senin yaran küçüktür. Bu kadar acıya, feryadın sebebi ne?» dediler. O da:
— Bilir misiniz ki bu kimin vuruşudur? Bu yarayı bana Muhammed açtı. Ben bu yaradan canımı kurtaramam! Çünkü bana:
— İnşallah ben seni öldürürüm! demişti, dedi.
Übeyye bin Halef, o feryatlar içinde Mekke’ye varmadan Merizzahir denilen yerde habis ruhunu Cehennem’e yolladı. Öteki beş kişiden kalanlar da en kötü ölümlerle, yılma varmadan ölüp gittiler. (Allahü Teâlâ hepsine lanet eylesin).