Takva

By | 28 Ekim 2014

takvaSa’d b. Ebi Vakkâs (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’:
– ‘Şüphesiz ki Allah; takva sahibi, gönlü zengin ve uzlete çekilmiş kulu sever’ buyururken işittim.”
Takva: Allah korkusuyla günahtan kaçınmada ve Allah’ın emir ve yasaklarına uymada titizlik gösterme. Allah’ın himâyesine girmek, emrini tutup azabından korunma anlamında Kur’anî bir terim.
Bu şekilde titiz davranan insana, “muttaki” denir
Kur’an’da takva üç mertebede ifade buyurulmuştur:
1. Ebedî olarak Cehennem azabında kalmamak için, imân edip şirkten korunmak. Bu hususla ilgili bir ayetin meâli şöyledir: “O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, câhilliyet taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi. Onları takvâ sözü üzerinde durdurdu. Zâten onlar buna pek lâyık kimselerdi. Allah her şeyi bilendir” .
2. Büyük günahlardan kaçınmak, küçük günahları tekrar tekrar işlemekten uzak durmak ve farzları edâ etmek. Bu husustaki bir ayetin meâli de şöyledir: “O (peygamberlerin gönderildiği) ülkelerin halkı inansalar ve takva ile hareket edip (Allah’ın azabından) konmsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket (ve bolluk kapılarını) açardık. Fakat yalanladılar. Biz de kazan¬makta oldukları kötülükler yüzünden onları yakalayıverdik”
3- Bütün benliği ile Allah’a dönmek ve insanı Allah’tan alıkoyan her şeyden uzak durmak. Hakiki takva budur ve Kur’an’da, inanan insanlardan bu takvaya sahip olmaları istenmektedir: “Ey imân edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilden korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin” . Bu ayetin açıklaması mahiyetinde olan diğer bir ayetin meâli şöyledir: “O halde gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkun. Dinleyin, itâat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden kurtulursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir”
Takva, Yüce Allah’ın inanan kulları için işâret buyurduğu bir toplanma ve yardımlaşma noktasıdır. Kur’an’da: “İyilik ve takvada yardımlaşın. Günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın”
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e:
– ‘Ey Allah’ın Rasulü! İnsanların (Allah katında) en çok ihsana nail olanı kimdir?’ diye soruldu. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘İnsanların en fazla takva sahibi olanıdır’ buyurdu. Onlar:
– ‘Size amel yönüyle kerem sahibi kimseyi sormuyoruz’ dediler. Bunun Üzerine Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Siz Arapların aşıtlarını mı soruyorsunuz? Arapların cahiliyet döneminde hayırlı olanları, ilim/fıkıhlı olmak üzere hareket edecek olurlarsa, İslam döneminde de en hayırlıdırlar’ buyurdu.”

“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e:
– ‘Ey Allah’ın Rasulü! Doğrusu ben senden bir çok hadis işittim. Yalnız sonraki (öğrendiklerimin) önceki (öğrendiklerimi) unutturacağından endişe ediyorum. Dolayısıyla bana (bunların hepsini) kapsayacak bir söz söyleyin’
dedim. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Bildiğin her konuda Allah’tan kork!’ buyurdu.”
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e:
– ‘İnsanların cennete girmelerine sebep olan amel hangisidir?’ diye soruldu. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘İnsanların cehenneme girmelerine sebep olan amel nedir?’ diye soruldu. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Ağız(daki dil) ve cinsel organ’ buyurdu.”
Semure (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: “Haseb, mal demektir. Kerem de, takva demektir.”