Sıla-i Rahim Sünnetleri

By | 11 Şubat 2015

Sıla-i Rahim SünnetleriSıla-i Rahim Sünnetleri

Ayeti kerime: “Onlar Allah’ın ilişkileri koparmamalarını emrettiği şeyle ilişkiyi koparmazlar. Rablerinden korkarlar ve kötü hesaptan endişe ederler. Onlar Rablerinin rızasını isteye­rek sabrederler. Namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık infak ederler. Kötülüğü iyiylikle savarlar. İşte yurdun güzel akibeti bunlaradır. (O akibet) Adn cennetleridir. Onlar oraya ana ve babaların­dan, eşlerinden, zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte gireceklerdir. Melekler de her kapıdan onların yanına gi­rip; “Sabrettiğiniz şeylere karşılık selam sizlere! (Dünya) yurdunun ne güzel sonucudur bu! (derler).’’ (Rad 21, 24)

“Akrabaya, yoksula ve yolcuya haklarını ver. Bu Al­lah’ın rızasını isteyenler için daha hayırlıdır, işte onlar umduklarına kavuşanların ta kendileridir. (Rum 38)

Ebu Hüreyre -Allah ondan razı olsun-‘den rivayet edildi­ğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Allah yaratma işini bitirdiğinde akrabalık ve kardeşlik bağı Allah’ın huzurunda durarak: Bu duruş akrabalık ve kardeşlik alakasını kesenden sana sığınma duruşudur, dedi. Allah da:

“Pekala seni koruyup gözeteni gözetmeme, seninle ilgi­sini kesenden münasebeti kesmeme razı olur musun? Diye sordu. Kardeşlik ve akrabalık bağı evet razıyım dedi. Bunun üzerine Allah:

-“Sana bu hak verilmiştir,” buyurdu. Bunları anlattıktan sonra Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem. İsterseniz bu ger­çeği doğrulayan şu ayeti okuyunuz, buyurdu:

“Demek siz iş başına gelecek olursanız, yeryüzünde fes ad çıkaracak ve akrabalık bağlarını parçalayacaksınız (öyle mi)? Onlar öyle kimseledir ki Allah onları lanetlemiş (kulaklarını) sağır, gözlerini kör etmiştir.” (Muhammed 22-23). (Buhari, Edeb 13, Müslim, Birr 16)

Yine Ebu Hüreyre -Allah ondan razı olsun-’den rivayet edildiğine bir adam:

-Ya Rasûlallah benim akrabalarım var, ben onları ziyaret ediyorum, onlar benimle alakayı kesiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben onlara anlayışlı yumuşak davranıyorum, onlar bana kaba ve cahilce davranıyorlar, dedi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi vesel­lem şöyle buyurdu:

“Eğer dediğin gibi isen onlara kızgın kül yedirmiş olu­yorsun. Sen böyle davrandıkça Allah’ın yardımı seninledir.” (Müslim, Birr 22)

Yine Enes -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: “Ebu Talha Medine’de Ensarın hurma bahçesi yönünden en varlık- lısı idi. Ebu Talha’nın en sevdiği malı da mescidin karşısındaki Beyruha adlı hurma bahçesiydi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem bu bahçeye girer oradan tatlı su içerdi. Ebu Talha, “En sevdiğiniz maldan infak etmedikçe en iyi olan hayra ve cennete ulaşamazsınız.” (Al-i İmran 92) ayeti nazil olun­ca Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanma gelerek:

-”Ya Rasûlallah, Allah sana sevdiğiniz şeylerden Allah yo­lunda harcamadıkça en iyi olan hayra ve cennete erişemezsi­niz”, ayetini gönderdi. Benim en sevdiğim malım ise Beyruha adlı bahçedir. O Allah için sadakadır. Allah’tan onun sevabını ve ahiret azığı olmasını isterim. Burayı Allah’ın sana göster­diği şekilde kullan, dedi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:

-“Aferin sana, bu ne karlı ve ne iyi bir maldır.” Dediğini işittim fakat ben bu malı akrabalarına vermeni uygun görü­yorum, dedi. Ebu Talha “öyle yapayım Ya Rasûlallah” dedi ve bahçeyi akrabaları ve amca çocukları arasında taksim etti.”

 

(Buhari, Zekat 44, Müslim, Zekat 42)

Ebu Hureyre’den -Allah ondan razı olsun- rivayete göre Rasulullah sallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kimse, misafirime ikramda bu­lunsun. Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kimse akrabalık bağlarını gözetsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kimse ya hayır söylesin yahut sussun.” (Buharı 51. Müslim 68)

İbn Abbas’dan -Allah ondan razı olsun- rivayete göre: Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Tevratta şu hüküm yazılır: ömrünün uzatılmasını, rızkının arttırılmasını arzu eden bir kimse akrabalık bağını gözetsin.” (Hakim, Müstedrek 160)

Hz. Aişe’den -Allah ondan razı olsun- Peygamberimiz sal­lallahu aleyhi vesellem kendisine şöyle demiştir; “Her kime yumuşak huyluluk verilmiş ise, ona dünya ve ahiret hayırla­rından payı verilmiş demektir. Akrabalık bağını gözetmek, güzel komşuluk yapmak ve güzel ahlak ise evleri ma’mur eder, ömürleri de arttırır.” (Ahmed, Müsned 159)

Abdurrahman bin Avf’dan -Allah ondan razı olsun- dedi ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’i şöyle buyururken dinledim; “Yüce Allah buyuruyor ki, ben Rahman’ım, Rahim’i (akrabalık bağını) yarattım ve ona ismimden bir isim türetip- verdim. Kim onu gözetirse bende onu gözetirim, kim onu ko­parırsa bende onu koparırım.” (Ebu Davud 133. Tirmizi 315: İbn Hibban 335)

Said bin Zeyd’den -Allah ondan razı olsun- rivayete göre Peygemberimiz sallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Şüp­hesiz faizin en kötüsü haksız yere müslümanın ırzına (şeref ve haysiyetine) karşı haksızlık etmektir. Hiç şüphesiz şu Ra­him (akrabalık), Aziz ve Çelil olan Rahman (Allah’ın Rahman ismi) ile iç içedir. Onu kopartan kimseye Allah cenneti haram kılar.” (Ahmed, Müsned 190) kimde bulunursa Allah onu kolaylıkla hesaba çeker ve rah­metiyle onu cennete koyar.” Ashab; Ey Allah’ın Rasulü, anam babam sana feda olsun, bunlar hangileridir? dediler. Rasulul­lah şöyle buyurdu: “Seni mahrum bırakana vermen, seninle akrabalık bağlarını kesen kimsenin akrabalığını gözetmen, sana zulmedeni affetmen. Sen bunları yapacak olursan (Al­lah) seni cennete koyar.” (Bezzar, Müsned 383)

Mü’minlerin annesi Meymune Bint-il Haris -Allah ondan razı olsun-’den rivayet edildiğine göre Meymune validemiz Peygamber sallallahu aleyhi vesellem den izin almadan bir cariyeyi azad edip hürriyetine kavuşturmuştu. Nöbet günü gelip de Rasulullah yanına gelince: Haberin var mı farkına vardın mı cariyemi azad ettim dedi. Bunun üzerine Rasulul­lah sallallahu aleyhi vesellem: “Gerçekten yaptın mı bunu?” diye sordu. Meymune -Allah ondan razı olsun-’de “Gerçekten azad ettim” deyince:

-“Eğer cariyeyi dayılarına hediye etseydin daha çok se­vap kazanırdın” buyurdu. (Buhari, Hibe 15, Müslim, Zekat 44)