Sabah Namazına Kalkmak İçin Ne Yapmalıyız?

By | 4 Şubat 2015

sabah-namazina-kalkmak-icin-ne-yapmaliyiz   Beş vakit olarak emredilen namazların hepsi de kıymetli ve ehemmiyetlidir. Birisi diğerinin yerine geçmez. Yalnız, bir kısmı daha faziletli ve daha sevaplıdır. Sabah namazı da bunlardan birisidir.
Cenâb-ı Hak bir âyette meâlen “Resulüm, sen onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de, batmasından önce de Rabbini hamd ile teşbih et, gecenin bir kısım saatleriyle, gündüzün de teşbih et ki Allah rızasına eresin” buyurmuştur. Müfessirler bu âyette “hamd ile teşbih” ten maksadın namaz olduğunu bildirirler. Güneşin doğmasından önceki teşbih, sabah namazına işaret etmektedir.
Sabah namazının ehemmiyeti ve fazileti, uyku vaktine tesadüf ettiği içindir.Sabah namazını kılan mü’min, uyku gibi tatlı ve nefse hoş gelen bir şeyi bırakıp her şeyin Yaratıcısına yönelir. Onun huzurunda el bağlayıp huşû ile secdeye gider. Nihayetsiz âciz, fakir ve zayıf iken, sonsuz kudret, zenginlik ve kuvvet sahibi olan âlemlerin Rabbine dayanır. Onu teşbih ve hamd eder ve Ona tâzimde bulunur. Böylece kudsî bir lezzete, ulvî bir hazza mazhar olur.Bu mazhariyetle beraber Allah’ın huzuruna kabul edilmenin, Ona muhatap ve dost olmanın, ayrıca mukaddes bir vazifeyi yerine getirmenin rahatlığı ve huzuru insanın bütün benliğini kaplar.

Sabah namazı uyku saatine rastladığından uyanmak nefse ağır gelir. İslâm âlimleri, uykusu ağır olan kimselerin erken yatıp namaz için uyanmalarını tavsiye etmişlerdir. Geç saatlere kadar oyalanıp namazı geçirmelerini doğru bulmamışlardır.
Sırf ihmalden yahut gaflet ve önemsememekten dolayı kazaya kalan namazların meşru mazereti olamaz. Böyle hareketler, ihmaller insanı günaha sokar.İnsanın ilk hesaba çekileceği amel namazdır. Bir vakit namazı bilerek ve isteyerek kazaya bırakmanın, cezâyı netice vermesi, bizi daima dikkate ve ihtiyata sevk etmelidir.Sabah namazına kalkabilmek için her türlü tedbiri almak gerekir. Hattâ bir sefer esnasında, Peygamberimiz (a.s.m.) Hz. Bilâl’i sabah namazı için nöbetçi bırakmıştır.Aslında dinimizde zorluk yoktur. İbadetlerimizi yapmak çok kolaydır. Sadece yapacağımız şey, dikkatli ve uyanık olmaktır. Sırf ihmal yüzünden namazı kılmamak bize çok pahalıya mal olur.
Sabah namazını kıldığımız gün daha canlı ve şevkli oluruz. Kılmadığımız gün ise dünyevî işlerimizde bile bir isteksizlik, aksilik olduğu gibi psikolojik yapımızda da huzursuzluk meydana gelir. Meselenin uhrevî sorumluluğu ise daha acıklıdır.
Gece yatağa girerken maddî tedbir olarak çalar saati kurmanın yanında, mânevî tedbir olarak da “İntıâ â’taynâ” ve “Âyete’l-kürsi” gibi
sûreleri okumak ve dua etmek uyanmamıza yardım edecektir. Çünkü Cenâb-ı Hakkın bu iş için vazifelendirdiği melekler vardır.
Zaten asıl mesele, kalkmayı şuur altına yerleştirmektir. Dünyevî küçük bir menfaat için gerektiğinde uykusuz kalırız. Önemli bir iş için, arzuladığımız saatte uyanırız. Bu durumda sadece sünneti, “dünya ve içindekilerden daha hayırlı” olan bir ibadet için nelere katlanabileceğimizi düşünmek pek zor değildir.
Sabah namazının vaktiyle ilgili bir husus daha var ki, o da güneşin doğmasına pek az bir vakit kaldığında yapacağımız şeylerdir. Böyle bir halde vakit çok darsa hemen abdest almak lâzımdır. Tuvalete çıkmak gibi başka şeylerle vakit kaybetmek câiz değildir. Zira namazın vakti çıkmak üzeredir.Yine zaman kazanmak için abdestte sadece farz olan âzaları yıkamak, farzı eda edebilmek için iki rekât sünneti terk etmek caiz olduğu gibi, çok dar vakitlerde vâciptir.