Rasulullah Üzerine Yalan Söz Söyleme

By | 20 Kasım 2014

Rasulüllah'ın (sav) diğer dedeleri Hz. Ali (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasulullah (sallalâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Benim üzerime yalan uydurmayın. Çünkü kim benim üzerime yalan uydurursa, cehennemi boylar.”
Muğîre b. Şu’be (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Rasulullah (sallalâhu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim:
Benim üzerime söylenen bir yalan, başka bir kimse üzerine söylenen yalan gibi değildir. O halde kim benim üzerime bile bile kasten yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın.”
Seleme ibnu’l-Ekva’ (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Rasulullah (sallalâhu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim:
Kim benim söylemediğim bir sözü bana nispet ederek söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın.”
Semure b. Cündub (radıyallâhu anhj’dan rivayet edildiğine göre Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Kim yalan olduğunu bilerek veya zan ederek bir hadisi benden rivâyet ederse, iki yalancıdan birisi de odur.”
Hadis, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) üzerine yalan hadis dayandıran yada söz söyleyen kimseyi kınamaktadır. Cenab-ı Hak, bu kimseye, hak ettiği cezayı dilerse verir veya dilerse affeder. Böylelerinin muhakkak surette Cehenneme gireceklerine kesinlikle hükmedilemez. Çünkü küfürden ve şirkten başka büyük günah işleyenler hakkında verilecek hüküm budur. Bunlar, Cehenneme girecek olsalar bile orada ebedi kalmazlar. Zira Tevhid dini üzere ölen bir kimse Cehennemde ebedi kalmaz.
Yalan; ister kasten, ister kasıtsız olsun bir şeyi olduğunun aksine haber vermektir. Çünkü yalan, bazen kasten ve bazen de kasıtsız söylenmemiş olsa da, Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi’ve sellem): “Kasten yalan söz söylerse” diye kayıt koymazdı. Sadece unutan ile yanılan kimselere günah yoktur.
Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) üzerine yalan uydurmak, pek büyük bir günah ve çok çirkin bir iftiradır. Çünkü bu, İslam’ın temellerini yıkmaya, dinin hükümlerini bozmaya kadar varır. Onun için sahabilerden bir zümre, eksik veya fazla kelimeye meydan vermekten korkarak çok hadis rivâyet etmekten kaçınmışlardır.
Bazı rivâyetlerde; daha Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in sağlığında ona yalan söz dayandıranlar çıkmış olsa bile, hadis uydurma, bir hareket olarak, h. 34-35 yıllarında başladığını söyleyebiliriz.
Çeşitli zamanlarda, bidatçiler çıkmış ve bunlar; çalışmalarını, ideolojilerini ve düşüncelerini haklı göstermek için yalan hadis uydurmuşlar; bazı fıkıhçılar ise sırf mezheplerini ve düşüncelerini savunmak için kitaplarında uydurma hadislere yer vermişler; bazı zahid ve tasavvufçular ise insanları salih amellere teşvik etmek için, ya yalan hadis uydurmuşlar yada yalan hadislere yer vermişler; zındık yada din düşmanları, çıkarları için yada İslam’a zarar vermek için hadis uydurmuşlar; kıssacılar ise ya devlet adamlarına yaranabilmek için yada maddi kazanç elde etmek için hadis uydurmuşlar; bazıları da halk arasında bilgiçlik taslamak için hadis uydurmuşlardır.