Müslüman Kadın Nasıl Giyinmeli?

By | 2 Şubat 2015

musluman-kadin-nasil-giyinmeliMüslüman kadının giyiminde esas mesele, tesettürü sağlamasıdır. El ve yüzü dışında bütün vücudunu örtmeli, açık bir yeri kalmamalıdır.
Giyilen bir elbisenin tesettüre uygun olması için de elbisenin içini göstermeyecek şekilde kalın, avret yerlerini örtecek kadar da uzun olması gerekir.

Bu meseleye esas oluşturan hadis-i şeriflerin meâli şöyledir:

Hz. Âişe’nin rivayetine göre, kız kardeşi Hz. Esma bir gün Peygamberimizin (a.s.m.) huzuruna gitti. Üzerinde altını gösterecek şekilde ince bir elbise bulunuyordu. Resulullah (a.s.m.) onu görünce yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu:

“Ya Esmâ, bir kadın büluğ çağına erince -yüzünü ve ellerini göstererek- bunlardan başka bir tarafının görünmesi sahih olmaz.”
Sahih-i Müslim’de Ebû Hüreyre (r.a.) tarafından nakledilen bir rivayette Peygamberimiz, (a.s.m.) giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler.

Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:

“Abdurrahman’m kızı Hafsa’nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe’nin huzuruna girdi. Hz. Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı.”
Hz. Ömer (r.a.) ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü’minleri uyarmıştır.

İmam Serahsî bu nakilden sonra, “Kadının giydiği elbise çok ince de olsa yine aynı hükmü taşır” şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da, “Giyindiği halde açık” olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der:
“Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl olmaz.”

Elbisenin şeffaf olmasındaki ölçü, tenin rengini belli etmesidir. Dışarıdan bakıldığı zaman elbisenin altından insanın teni görünüyorsa, elbise ince de olsa, kalın da olsa böyle bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz.
Bu mesele Halebî-i Sağir’de şöyle belirtilir:

“Elbise altını, tenin rengini belli edecek şekilde ince olursa, bununla avret yeri örtülmüş olmaz. Fakat kalın olsa da, bedene yapışsa ve bedenin şeklini alsa (bedenin şekli görünür hale gelse), bu durumda örtünme hasıl olduğu için men edilmemesi gerekir, namaz caiz olur.”
Bu hüküm namazla ilgilidir. Böyle bir giyimle tesettür sağlansa da, yabancı erkeklerin yanına böyle çıkılmamak, gezilmemelidir.
Mesele diğer mezheplerde de aynı şekilde ifade edilir.
Mâliki mezhebinin görüşü şöyledir:

Elbise şeffaf olur, cildin rengini belli ederse, bununla örtünme olmaz. Bu şekilde kılman namazın mutlaka iade edilmesi gerekir. İnce ve dar olduğu için azanın şeklini belli eden elbiseyi giymek de mekruhtur. Çünkü bu bir şahsiyetsizlik sayılır ve selef ulemasının giyim tarzına muhalif hareket edilmiş olunur.

Hanbelî mezhebinin görüşü ise şu şekildedir:
Vacip olan örtünme, cildin rengini belli etmeyecek şekildeki örtünmedir. Eğer giyilen elbise cildin rengini belli edecek tarzda ince olur da bedenin beyazlık ve kırmızılığı görünürse namaz caiz olmaz.
Çünkü bununla örtünme gerçekleşmiş olmaz. Şayet rengini örter de, hacmini belli ederse namaz caiz olur. Çünkü örtü kaim da olsa bundan kaçınmak mümkün değildir.

Şâfiî mezhebinin görüşü ise şöyledir:

Vacip olan, cildin rengini belli etmeyecek elbiseleri giyinmektir. İnceliğinden dolayı cildin rengini belli eden bir elbiseyi giymek caiz olmaz.
Çünkü böyle bir elbise ile tesettür gerçekleşmiş olmaz. Yani, inceliğinden dolayı cildin beyazlığını veya siyahlığını gösteren elbise tesettür için kâfi gelmez.

Yine, elbise kalın olsa da, dokunuşu itibariyle altından avret yerlerinin bir kısmını gösterecek olsa, yine yeterli şekilde örtünme sağlanmamış olur.

Diz kapakları ve uyluklar gibi bedenin incelik ve kalınlığını belli eden bir elbise ile kılman namaz sahihtir, çünkü tesettür sağlanmış demektir. Fakat âzaları belli etmeyecek şekilde bir örtü kullanmak müstehaptır.
Bütün bu nakillerden şöyle bir neticeye varmak mümkündür:
Kadının yabancı erkeklerin yanında giymiş olduğu şey tenin rengini belli edecek ve gösterecek şekilde ince ise bununla örtünme gerçekleşmiş olmayacağından giyilmesi caiz olmaz.

Bu giyecek, bir elbise, gömlek ve etek olduğu gibi, başörtüsü ve çorap da olabilir. Fakat gerek çorap olsun, gerekse başörtüsü ve diğer giyecekler olsun kaim oluyor da, altını göstermiyorsa böyle bir elbisenin giyilmesi caizdir.
Çünkü çorap ve başörtüsü ne kadar kalın olursa olsun mutlaka bacağın ve başın şeklini belli edecektir.
Fakat vücudun azalarını iyice belli edecek şekilde giyilen dar pantolon ve dar gömlekle namaz sahih olsa da, bakanların dikkatini çekip tahrik edeceğinden meşru görülmez. Merhum İbni Abidin de eserinde bu hususa işaret eder.