Melekler, bizim zahirî duyularımızla algılanabilecek maddî bir yapıya sahip olmamaları yönüyle gayb âlemine ait varlıklardır. Bunun için de, haklarında duyularla değil, peygamberlerin verdikleri haberlerle bilgi sahibi olunur.
Yüce Yaratıcı, gaybın son habercisi, son peygamberi Hz. Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) vahyetmiş olduğu kitabında, bize meleklerden bahseder ve onların varlığına inanmayı iman esasları içinde zikreder:
“Peygamber Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, (buna) mü’minler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler.” (Bakara sûresi, 2/285)
Meleklere inanmayan kişi, ilgili âyetlerin hükmünü inkâr ettiği için iman etmiş sayılmaz. Esasında meleklere inanmamak, dolaylı olarak vahyi, peygamberi, peygamberin getirdiği kitabı ve tebliğ ettiği dini inkâr etmek anlamına gelir. Çünkü din, peygamberlere melekler aracılığıyla bildirilmiştir. Nitekim Kur’ân’da şöyle buyrulur:
“… Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr ederse, o artık tam bir dalâlet içine düşmüş demektir. (Nisa sûresi, 4/136.)