Lokman Hekim’in Oğluna 100 Öğüdü -3

By | 29 Eylül 2014

hz. lokman kimdirEy oğlum!
Kanaatkâr olursan, cihanda senden zengin kimse yoktur.
Ey oğlum!
Başkasına haset eden ıstıraptan kurtulamaz. Ey oğlum! Mala tok, hikme¬te aç olasın.
Ey oğlum!
Sözü tatlı söyle; Katı, kaba, sert söyleme. Çok zaman sus. Tefekkür et. O zaman dilin belâsından emin olursun.
Ey oğlum!
Sende olmayan faziletler ile insanlar seni methederlerse, sakın mağrur olma. Kendinden aşağısını hor görme. Ahmaklara ve cahillere sükût eyle.
Ey oğlum!
Her halinde Hakk Teâlâ Hazretlerine sığın. Her şeyi Hakk’tan bil.
Ey oğlum!
Müslümanlar hakkında kötü düşünme. Sû-i zannı terk eyle. Zira sû-i zan, seni hiç kimse ile dost yapmaz.
Ey oğlum!
İnsanlara güler yüzlü ve doğru sözlü ol. Selâmı yaymayı âdet edin.
Ey oğlum!
İnsan cimri olunca, onun hakkında kötü sözler çok olur.
Ey oğul! Az mal, güzel idare ile çok olur. Çok mal, kötü idare ile israf olur.
Ey oğul! Sakın kıymetini bilmeyenlere gitme. Ana-baba hakkını gözet. Hakiri hor görme. Kibre kapılma.
Allah-u Teâlâ Rafı ve Hâfıd (yükselten ve alçaltandır.) Zira O, hakiri aziz; fakiri zengin yapar. Dilerse azizi zelil; Zengini fakir yapar.
Ey oğlum!
Kötü huylu, her ne kadar güzel ve yakışıklı olsa da, onun sohbetinden
kaç.
Zira onun güzelliği kötü huyunu örtmez. Ey oğul! Kılıcın parlaklığına bakma, işi kötüdür.
Ey oğlum!
Tövbeyi yarıda bırakma. Çünkü ölüm ansızın gelip yakalar.
Ey oğlum!
Dünyanın sevinç ve neşelerini tecrübe ettim, ilimden lezzetli bir şey bulamadım.
Ey oğlum!
Yakın ve sabrı sanat edin. Allah-u Teâlâ’nm haram kıldığı şeylerden uzak olursan dünyada zahit ve mücahit olursun.
Ey oğlum!
Ticaret olarak takvaya sarıl. Zira o, mal olmadan kâr getirir.
Ey oğlum!
Sıhhat gibi zenginlik, güzel ahlâk gibi nimet yoktur.
Ey oğlum!
Bildiğin şeyle amel edinceye kadar, bilmediğin şeyi öğrenmeye çalışma. Ana babanın evlâdını terbiye için dövmesi, ziraata su vermek gibidir.
Ey oğlum!
Horoz senden daha akıllı olmasın! O her sabah zikir ve teşbih ediyor, sen ise uyuyorsun.
Ey oğlum!
Seçilmiş kullara teslim ol, kötülerle dost olma.
Ey oğlum!
Dünya geçici ve kısadır. Senin dünya hayatın ise azın azıdır. Bunun da azmin azı kalmış, çoğu gitmiştir.
Ey oğlum!
Sükût etmekten pişman olmazsın. Söz gümüş ise sükût altındır.
Ey oğlum!
Amel ancak yakin (Allah-u Teâlâ’ya ait olan ilim ve marifet) ile yapılır. Herkes yakini nispetinde amel eder. Amel noksanlığı, yakin noksanlığından ileri gelir.
Ey oğlum!
Altın ateşle tecrübe edildiği gibi, kul da belâ ve musibetlerle tecrübe edilir. Kulun derecesi, bunlara olan sabrı nispetinde anlaşılır.
Ey oğlum!
Kötü huydan, gönül dağınıklığından sakın. Sabırsız olma. Yoksa arkadaş bulamazsın. İşini severek yap, sıkıntılara katlan. Bütün insanlara karşı iyi huylu ol. Çünkü insanlara karşı iyi huylu olan ve onlara güler yüz göstereni herkes sever.
Ey oğlum!
Dünyadan yetecek kadar nasibini al. Yoksa insanlara muhtaç olur, ellerine bakarsın.
Ey oğlum!
Kötü kadından sakın. Çünkü o, vaktinden önce seni kocaltır. Kötü kadınların şerrinden kork. Çünkü onlar iyiliğe çağırmaz.
Ey oğlum!
Helâl kazanarak yoksulluktan korun. Yoksul düşen kimse üç musibetle karşılaşır.
Din zayıflığı; Çünkü fakirlik insanı kötülüğe sürükler.
Akıl zayıflığı; Çünkü ihtiyaç düşüncesi insanı şaşırtır.
Mürüvvet ve insanlığı kaybolur. Bunlardan daha büyüğü de insanların maskarası olur.
Ey oğlum!
Şüphesiz hikmet, yoksullan, padişahların meclislerine oturtur.
Ey oğlum!
Mide dolunca tefekkür uyur, hikmet lal (dilsiz) olur ve âza ibâdetten tembellesin
Ey oğlum!
Bir kavmin toplandığı yere geldiğin zaman, önce onlara selâm ver, son¬ra bir köşeye otur ve onları konuşur görmedikçe konuşma. Şayet Allah-u Teâlâ’nm zikrine dalarlarsa, sen de katıl. Boş ve lüzumsuz konuşmalara dalacak olurlarsa, oradan uzaklaş.
Ey oğlum!
Diline sahip olmayan, sonunda pişman olur. Çok münakaşa ve münazara yapan, kötülenir. Kötü işlerin yapıldığı yerlere girenler, oralarda işlenen kötü işleri yapmakla suçlanır ve töhmet altında kalırlar. Kötü kimse ile arkadaş olan kötülükten kurtulamaz, emin olamaz; iyi kişi ile arkadaş olan kimse de iyi şeylere kavuşur.
Yavrucuğum,
Âlimlerin meclislerinde devamlı bulun. Ulemanın sözlerini dinle. Zira Allah-u Teâlâ yağmur suyu ile ölü toprağa hayat verdiği gibi, hikmet nuruyla da ölü kalbi diriltir.
Yavrucuğum!
İlimden bilmediğini öğren. Bildiğini bilmeyenlere öğret. Allah-u Teâlâ’yı zikreden bir kavim gördüğünde onlarla beraber otur. Olur ki, Allah-u Teâlâ’nm rahmetine kavuşmuşlardır. Sen de onlar sebebiyle rahmete ka¬vuşursun.
Ey oğlum!
Allah-u Teâlâ’dan öyle kork ki, bu korku seninle ümidin arasına girsin, senin ümidini tamamen kessin. Fakat Allah-u Teâlâ’dan öyle ümit et ki, senin ile korkun arasına girip şendeki korkudan hiçbir şey bırakmasın.
Bunun üzerine oğlu:
Ey babacığım! Benim bir kalbim var. Kalbimi korku ile doldurursam, bu benim ümidime mâni olur. Kalbimi ümit ile doldurursam bu ümidim hiçbir korkuya kalbimde yer vermez, dedi.
Lokman Hekim:
Mü’minin öyle bir kalbi vardır ki, sanki o iki kalp gibidir. Birisi ile Allah-u Teâlâ’nm rahmetini umar, diğeri ile Allah-u Teâlâ’nm azabından korkar (Yani, mü’min ümit ile korku arasında olacaktır. Ne sadece ümit edip azaptan emin olacak, ne de korkuya düşüp Allah-u Teâlâ’nm rahmetinden ümit kesecek), buyurdu.