Kuş Beslemek ve Evde Akvaryum Bulundurmak Doğru mu?

By | 10 Şubat 2015

kus-beslemek-ve-evde-akvaryum-bulundurmak-dogru-muBazı kimseler kanarya, bülbül, muhabbet ku şu ve papağan gibi kuşlan sesleri ve süsleri maksadıyla evlerinde besliyorlar. Burada o hayvanlara bir zulüm söz konusu olmaz. Zaten bu kuşlar kafeste yaşayabilecek yapıdadırlar. Ciddi bir besleme ve bakıma tâbi olduklarından bir zarara uğramış olmuyorlar.

Akvaryum için de aynı şeyler geçerlidir.

Çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Gökte süzülen kuştan, denizin derinliklerinde yüzen balıklara; rengi ve kokusu ile gülümseyen güzelim çiçeklerden, rengârenk uçuşan kelebeklere; birbirinden güzel ağaçları bağrında barındırarak semâya uzanan dağlardan, çağıldayan derelere kadar iç içe, yan yana sıralanan güzellikler…

Bu güzelliklerden ve tatlı nimetlerden kuşları Kur’ân-ı Kerim nasıl anlaüyor?
“Gökle yer arasında Allah’ın hükmüne boyun eğerek uçan kuşlan görmezler mi? Onlan havada tutan Allah’tan başkası değildir. İman eden bir topluluk için şüphesiz bunda deliller vardır.”

“Görmedin mi, göklerde ve yerde olanlar ve kanat vuran kuşlar Allah’ı teşbih eder. Onların hepsi ibadetini de bilir, teşbihini de. Allah ise onlann işlediklerini hakkıyla bilir.”

Kur’ân, kuşlardan sadece kuş oldukları için bahsetmiyor. Onları gökyüzünde kimin tuttuğunu, kimin emri altında hareket ettiklerini dikkatimize sunuyor.

Yaptıkları hareketlerin, çıkardıkları seslerin mânâsız ve başıboş olmadığım, her birinin kendine göre bir ibadet ve teşbihinin bulunduğunu anlatıyor. Kısaca, milyarlarca kuştan her biri Allah’ın varlığım ve birliğim ilan eden İlâhî bir mektuptur.

Evet, kuşlar başta Rabbimizi tanımamıza vasıta olan bir nimet. Ötüşleriyle, şakımalarıyla zikirlerini haykıran bir nimet. Rengârenk tüyleri, uçuşları ve duruşlarıyla birbirinden güzel manzaralar sergileyen bin bir nimet…
Özellikle şehir hayatının kendine has tarzı itibariyle bu nimetlerden yeterince istifade edemeyen bazı kimseler kanarya, bülbül, muhabbet kuşu ve papağan gibi kuşları sesleri ve süsleri maksadıyla evlerinde besliyorlar.
Burada o hayvanlara bir zulüm söz konusu olmaz. Zaten bu kuşlar kafeste yaşayabilecek yapıdadırlar. Ciddi bir besleme ve bakıma tâbi olduklarından bir zarara uğramış olmuyorlar.

Nitekim Asr-ı Saadette bu meseleye ışık tutan bir hadise de vardır. Sahabe-i Kiramdan Enes bin Mâlik’in küçük kardeşinin küçük bir kuşu vardı. Bir seferinde Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bu çocuğu gördüğünde, “Kuşcağıza ne oldu?” diye sormuştu.

Bu hadiseden de anlıyoruz ki, kuşu hapsetmek caiz olmasaydı, Peygamber Efendimiz (a.s.m.) mutlaka onun serbest bırakılmasını emredip bu fiili yasaklayacaktı.
Fakat burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Şöyle ki:

Kuş sevgisi, merakı, hobisi günümüzün büyük bir kısmını almamalı, ibadetimize engel olmamalı, bizi asıl vazifelerimizden alıkoymamak, işi boş meşguliyete götürmemelidir.

Akvaryum için de aynı şeyler geçerlidir. Birbirinden güzel balıkların yüzüşlerini seyretmek insana birçok mânâları hatırlatacaktır. Balıkların dışında diğer deniz hayvanları da aynı kategoriye tabidir.