Kulu Allah’a (cc) Yöneltmek, Ona Günahlarını Hatırlatmak

By | 4 Kasım 2014

kulu-allaha-cc-yoneltmek-ona-gunahlarini-hatirlatmakYüce Allah “Andolsun ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ardından boyun eğsinler diye onları darlık ve hastalıklara uğrattık.” buyurmuştur.

Açıklama:

İmam Taberi (rh.a) bu ayetin tefsirinde der ki (7/ 192): “Be’sâ”: çok fakirlik ve dar geçim, “darrâ”: bedeni hastalıklar ve sakatlıklardır. “Boyun eğsinler diye”: yani, bu belaları onlara bana boyun eğsinler, içten ibadet etsinler, başkasına değil tüm benlikleriyle bana yönelsinler, ibadet ederek zelilliklerini izhar etsinler, bana dönüş yaparak itaatime girsinler diye veririm.

Hastalığın ve diğer musibetlerin bir diğer faydası da Rabbinden kaçmakta olan kulu O’na döndürmesi, unuttuğu Rabbini hatırlatması, iyice daldığı günahlardan kurtarmasıdır. Çünkü kul sağlık ve afiyet içinde olduğunda zevk ve arzularına dalar, dünyaya yönelir ve Efendisini (c.c.) unutur. Gafletini fırsat bilen şeytan onu şehvetlere daldırır ye günahlara düşürür. Allah (c.c.) ona hastalık veya başka bir bela verdiğinde ise zayıflığını, zelilliğini ve Efendisine olan ihtiyacını hisseder, O’na karşı kusurlu ve gevşek olduğunu hatırlar ve pişman, zelil ve boyun eğmiş bir halde O’na (c.c.) döner.

Abdurrahman b. Said babasından şöyle nakleder: Selman’la Kende’deki bir hastayı ziyarete gittik. Hastanın yanına girince, Selman: “Sevin! Çünkü Allah (c.c.) mü’minin hastalığını günahlarına kefaret ve onun için nefis muhasebesine sebep kılar. Günahkarın hastalığının durumu ise bağlanan sonra serbest bırakılan, neden bağlandığını sonra neden serbest bırakıldığını bilmeyen devenin durumuna benzer.” Yani mü’min hastalandığında kendisini hesaba çeker ve günahları terk eder. Hadis; hastalığın mü’minin günahlarına kefaret, tevbe etmesine ve gafletten uyanmasına sebep olacağını ifade etmektedir. Günahkar ve Allah’tan (c.c.) kaçmakta olan kimse ise günahlarında ısrar eder. Dolayısıyla hastalık onda tesir etmez, Rabbine döndürmez. Hastalığın ona, gafletten uyanması ve hakka dönmesi için verildiğini bilmez. O, sahibinin bağladığı sonra serbest bıraktığı ve niçin bağlandığını sonra niçin serbest bırakıldığını bilmeyen deve gibidir!

Yezid b. Meysera (rh.a) der ki: “Allah katında (fazla) ameli bulunmayan kula Yüce Allah hastalık vererek geçmişteki bazı günahlarını hatırlatır. Kulun gözlerinden Allah (c.c.) korkusundan sinek başı büyüklüğünde yaşlar akar. Daha sonra Yüce Allah onu hayata döndürecekse arınmış olarak döndürür, katına alacaksa arınmış olarak alır.”
Hastalık sana Allah’a (c.c.) muhtaç olduğunu, bir göz kırpması kadar bile O’ndan (c.c.) müstağni kalamayacağını idrak ettirir. Bu da kalbinin Yüce Allah’a bağlanmasına ve senin gafletten sıyrılıp Yüce Allah’a yönelmene sebep olur. Bu durumda musibet senin hakkında nimetten daha hayırlı olur. İbn Teymiyye (rh.a) şöyle der: “Allah’a (c.c.) yönelmeni sağlayacak musibet O’nu (c.c.) unutturacak nimetten daha hayırlıdır.”

İbn Mu’tezz (rh.a) der ki: “Acı olaylar insana nice şeyler kazandırır. Amel defterine sevap yazdırması, günahlardan arındırması, gafletten uyandırması, nimetlerin kadrini bildirmesi ve musibetlere karşı direnme gücü kazandırması bunlardan bazılarıdır.”

Süfyan b. Uyeyne (rh.a) şöyle der: “Kulun hoşlanmadığı şeyler onun hakkında hoşlandığı şeylerden daha hayırlıdır. Çünkü hoşlanmadığı şeylerin başına gelmesi onu duaya iterken hoşlandığı şeylerin olması onu dua etmekten gafil yapar.”

Süfyan-ı Sevri (rh.a) şöyle der: “Vallahi kulun bir nimet için Allah’a (c.c.) yalvarmaya muvaffak kılınması Allah’ın onu kuluna vermesinden daha büyük bir nimettir.”

Vehb b. Münebbih de (rh.a) şöyle der: “Musibetler, dua ve niyazlar ortaya çıksın diye verilir.”