• Hamam yapmak, satmak, satın almak ve kiralamak mekruhtur.
Çünkü bunda insanların avret yerlerinin görülmesi sakıncası vardır. Ali b. Ebû Tâlib’in şöyle dediği nakledilmiştir:
“Hamam ne kötü bir yerdir! Oradakilerden utanma duygusu çekilip alınır ve içinde Kur’ân okunmaz.”
• Mecbur kalmadıkça hamama gidilmemesi güzel olur.
Çünkü Abdullah b. Ömer’in hamama girmeyi sevmediği ve bunu “hamama girmek yufkalıktır” gerekçesiyle açıkladığı nakledilmiştir. Hasan-ı Basrî’nin ve İbn-i Sîrîn’in de hamama girmedikleri nakledilmiştir. Ayrıca Abdullah b. Ömer (r.a.) “Babamın hamama girdiğini hiç görmedim” demiştir.
• Hamama girmeye mecbur kalan kişi, bir peştemal kuşanarak girmeli ve gözünü insanlann avret yerlerinden sakınmalıdır.
• Geceleyin hiç kimse yokken veya gündüz vakti hamamın pek kalabalık olmadığı zamanı kollayıp girmesinde ise bir sakınca yoktur.
Ahmed b. Hanbel’e bu konu sorulunca “Hamamdaki herkesin peştemal kuşandığını biliyorsan gir, değilse girme” diye cevap vermiştir. Hz. Âişe (r.a.) de Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Hamam ne kötü bir yerdir! Orada örtünme yoktur, suyu da temiz değildir. ’’
Hz. Âişe (r.a.) “Hamama girmesi karşılığında Âişe’ye Uhud dağı kadar altın verilse yine de hamama girmek onu sevindirmez” demiştir. Câbir b. Abdullah (r.a.) da Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Kim, Allâh ’a ve âhiret gününe inanıyorsa hamama peştemalsız girmesin. ”
• Erkekler için sıraladığımız şartlar sağladığında kadınlar da hamama girebilir. Hamam girmeye ancak hastalık, aybaşı ve lohusalık gibi durumlarda ihtiyaç duyulabilir.
Çünkü Abdullah b. Ömer (r.a.) Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“İleride İran fethedilecek ve siz orada “hamam” adı verilen yerler göreceksiniz. Oraya erkekler peştemalsizgirmesin. Hasta veya lohusa olmadıkları sürece kadınlarınızın da hamama gitmesine müsade etmeyin. ”
• Hamama giren kişi orada bulunanlara selâm vermemeli ve Kur’ân okumamalıdır.
Hz. Ali’nin bu konudaki sözü yukarıda geçmiştir.