İnfak

By | 10 Kasım 2014

infakEbu Mes’ud el-Bedrî (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Müslüman, Allah’ın rızasını hesaba katarak ailesine infakta bulunursa bu, o kimse için bir sadaka olur.”
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Allah yolunda infak ettiğin bir dinar, köle azadı için infak ettiğin bir dinar, bir fakire sadaka olarak verdiğin bir dinar ve aile bireylerine harcadığın bir dinar vardır. Bunların sevab itibariyle en büyüğü, ailene harcadığındır.”
Sevbân (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Bir kimsenin infak edeceği en faziletli dinar, çoluğuna-çocuğuna infak ettiği dinar ile Allah yolunda hayvanına infak ettiği dinar ve Allah yolunda arkadaşlarına harcadığı dinardır.”
Ümmü Seleme (radıyallâhu anhâ)’dan rivâyet edilmiştir:
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e:
– ‘Ey Allah’ın Rasulü! Ben, (önceki kocam olan) Ebu Seleme’nin oğullarına nafaka veriyorum. Onları şöyle ve şöyle kötü durumda bırakacak da değilim. Onlar, ancak benim oğullarımdır. Acaba onlara yaptığım bu nafakadan dolayı bana bir mükafat var mıdır?’ diye sordum. O da:
– ‘Evet! Sana, onlara verdiğin nafakanın mükafatı vardır’ buyurdu.”
Sa’d b. Ebi Vakkâs (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Veda Haccı senesinde amansız tutulduğum hastalıktan dolayı Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) beni ziyarete geldi. Dedim ki:
– ‘Hastalığım çok ağırlaştı. Ben, mal mülk sahibi birisiyim. Bir kızımdan başka da mirasçım yoktur. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtabilir miyim?’ dedim. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Hayır’ buyurdu. Ona:
– ‘Yarısını?’ dedim. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Hayır’ buyurdu. Sonra da sözüne devamla:
– ‘Üçte birini, aslında üçte biri de çoktur. Şüphesiz senin mirasçını zengin bırakıp gitmen, insanların yardımıyla geçinen muhtaç birisini bırakmandan daha iyidir. Doğrusu sen, Allah rızası için yaptığın her harcamadan, hatta hanımının ağzına yiyecek koymandan bile mutlaka sevap alırsın’ buyurdu. Ona:

– ‘Ey Allah’ın Rasulü! (Burada) arkadaşlarımdan geride mi kalacağım?’
dedim. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Sen asla geride kalmayacaksın, hatta öyle salih amel işleyeceksin ki, onunla dereceni yükseltip artırırsın. Sonra belki öyle bir uzun ömür yaşarsın ki, sonunda seninle birtakım kimseler fayda görürken diğerleri senden zarar görür, Allah’ım, ashabımın hicretini kemale erdir, hicretten onları geriye döndürme. Ancak zavallı olan Sa’d b. Havle’dir’ buyurdu.
Sa’d b. Ebi Vakkâs: ‘Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu sözüyle Mekke’de vefat ettiği için Sa’d b. Havle hakkındaki üzüntüsünü belirtti’ demiştir.”
Sa’d b. Havle, Sa’d b. Ebi Vakkas’m babasıdır. Mekke’den Medine’ye hicret edip Bedir ve diğer bazı gazvelere katılmıştır. Veda haccında ölmüştür.
Sa’d b. Ebi Vakkas, Mekke’deki hastalık günlerinde babasının vefatı üzerine, kendi hayatından da ümit keserek vasiyet etmeye kalkışmıştır. Sa’d b. Ebi Vakkas, veda haccmdan sonra 45 yada 48 sene daha yaşamıştır.
Sa’d b. Ebi Vakkâs, Mekke’den Medine’ye hicret eden muhacirlerdendi. Veda haccı sırasında Mekke’ye gelmişti. Burada hastalanmıştı. Hastalığı sebebiyle Mekke’de kalmak zorunda olduğundan, hicretinin bozulup bozulmayacağı endişe¬sini taşıyordu.
Sa’d b. Ebi Vakkas’ın tek varis olarak bırakacağından bahsettiği bu kızının, Aişe isminde bir kız olduğu ifade edilirken, bazı rivâyetlerde de Ümmü Hakem el-Kübrâ isimli bir kız olduğu ifade edilmektedir.
Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in, “mirasçılarını zengin bırakman daha ha-yırlıdır” derken, Sa’d b. Ebi Vakkas’ın, bu hastalıktan kurtulacağını ve daha uzun yıllar yaşayıp mevcut kızından başka çocuklarının dünyaya geleceğini mucize olarak haber vermiş olabilir.
Sa’d b. Ebi Vakkas, bu hastalıktan iyileşip kalkmış uzun müddet yaşamış ve 9 oğlu ile 12 kızı dünyaya gelmiştir.
“Mirasçıların “sözüyle; Sa’d b. Ebi Vakkas’ın kızı ile yeğenlerini kast etmiş olması da mümkündür.
Hadis, malın üçte birini, vasiyet etmenin caiz olduğunu, fakat bundan daha azını vasiyet etmenin ise evla olduğunu bildirmektedir.