Giyinme ile İlgili Hükümler

By | 1 Nisan 2015

giyinme-ile-ilgili-hukumlerÇenesinin altından geçirmeden başına tülbent sarmak mekruhtur. Çenesi altından geçirerek tülbent sarmak ise müstehabdır.
• Araplann giyim kuşamına aykırı olan ve yabancıların giyim tarzına benzeyen bütün giyim kuşam türleri mekruhtur.
• Eteği, gereğinden uzun olan elbise giyinmek mekruhtur.
Çünkü Hz. Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Müslümanın peştemalı, diz ortasına kadardır. Diz ortası ile topuklar arasında olduğunda da bir sakınca yoktur. Topuklardan aşağıya sarkan ise cehennemdedir. Her kim böbürlenerek peştemalını yerlerde sürürse Allâh rahmetini ondan esirger.” Ebû Dâvûd (rh.a.) bu hadisi Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) kanalıyla Hz. Peygamber’den (s.a.v.) nakletmiştir.
• Namazda kolsuz elbise giyinmek (; yani ellerini dışarı çıkarmasını engelleyen bir çarşafa dolanarak namaz kılmak) mekruhtur.
• Ridanın ortasını başının üzerine koyup geri kalanını sırtına salıvermek mekruhtur.
Çünkü bu giyim tarzı, Yahudilere aittir.

• Dizlerini dikerek ve iki elini birbirine kavuşturarak oturmak mekruhtur.
Çünkü bu avret yerinin açılmasına yol açar. Ancak alt giysisi olan kişinin böyle oturmasında sakınca yoktur.
• Namazda ağzını yaşmakla kapamak ve burnunu örtmek mekruhtur.
• Erkeklerin kadınlar gibi; kadınların da erkekler gibi giyinmesi mekruhtur.
Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) böyle yapanlara lanet etmiş ve onları tehdit etmiştir.
• Namazda köpek oturuşu gibi oturmak mekruhtur.
Köpek oturuşu, ayak sırtlarını yere uzatıp ökçesi üzerine oturmak veya dizlerini dikip kalçasının üstüne oturmaktır. Hz. Peygamber (s.a.v.) “Bu oturuş, köpeklerin oturuşu gibidir” buyurarak bunu yasaklamıştır.
• Teni gösteren şeffaf giysiler giyinmek mekruhtur. Avret yerini belli eden elbise giyinen kişi, avret yerini açıp göstermiş gibi günâh kazanır.
Çünkü onu kasten giyinmiştir. Ayrıca onunla kıldığı namaz da geçerli olmaz.
Hz. Peygamber (s.a.v.) “Şalvar giysinin yansıdır” buyurarak şalvar giyinmeyi övmüştür. Bu, erkekler açısından güçlü bir sünnettir.
• Şalvarın paçalarını bol tutmak mekruh, daraltmak güzeldir.
Çünkü bu yolla avret yeri daha iyi örtülmüş olur. Hz. Peygamberin (s.a.v.) “Allahım, şalvarlı kadınlan bağışla!” buyurduğu nakledilmiştir. O, bunu, yolda rastladığı bir kadın hakkında söylemiştir. Şöyle ki kadın şalvar giyinmişti; yolda yürürken düştü. Hz. Peygamber (s.a.v.) yüzünü hemen ondan çevirdi. Bunun üzerine yanındakiler “Bu kadın şalvar giyinmiş; (yüzünü çevirmene gerek yok)” dediler.
Bir başka hadiste, Hz. Peygamberin (s.a.v.) ayakların üstüne değecek kadar uzun ve geniş olan şalvarı beğenmediği nakledilmiştir.
• Giysilerin en güzeli, avret yerini en iyi örtendir.

• Giysi renklerinin en güzeli, beyazdır.
Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) “Giysilerinizin en güzeli, beyaz olandır” buyurmuştur. Bu hadisin bir başka rivayeti de şöyledir: “Beyaz renkli elbise giyiniz; çünkü beyazı utangaç olanlarınız giyer. Ölülerinizi de beyaz kefene sarınız.”

Abdullah b. Abbâs’tan ise Hz. Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Beyaz elbiseler giyiniz; çünkü elbiselerin en iyisi odur. Ölülerinizi de beyaz kefenlere sannız. Sürmeler içinde en iyisi ise sürmetaşıdır (ismid/antimon). Çünkü gözü keskinleştirir ve tüy bitirir.”