Gece Kılınan Namaz

By | 5 Kasım 2014

Gece Kılınan NamazHz. Âişe (radıyallâhu anhâ)’dan rivâyet edilmiştir: “Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) geceleyin ayakları şişinceye kadar gece namazı kılardı. Günün birinde Âişe:
– ‘Ey Allah’ın Rasulü! Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde niçin bu kadar ibadet yapıyorsun?’ diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘(Allah’a) çokça şükredici bir kul olmayayım mı?’ buyurdu.”
Hz. Aişe burada Feth suresi: 1-3’deki Peygamber’in geçmiş ve gelecek bütün günahlarının mağfiretini müjdeleyen ayete işaret etmektedir.
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Sizden birisi uyuduğu zaman şeytan onun ensesinin köküne üç düğüm atar. Her bir düğümle birlikte ‘Haydi gecen uzun ola!’ diye düğüm atar. O kimse uyanıp ta Allah’ı zikrettiği zaman bir düğüm çözülür. Abdest alırsa iki düğüm çözülür ve namaz kılarsa (bütün) düğümler çözülür. Neşeli ve gönlü rahat olarak sabahlar. Eğer böyle yapmazsa gönlü sıkıntılı ve tembel bir şekilde sabahlar.”
Bu, bir tembellik ve atâlet düğümüdür ki şeytan bu tembellik ve atâleti gafillerin üstüne yükler. Tıybt’ye göre; bu, şeytanın gaflet ehlini ağırlaştırması ve bunları bağlamış gibi hareketten alıkoymasıdır. Beydâvî’ye göre ise; şeytanın düğümü, şeytanın uykuyu süslemesinden ve o kimsede uykuya karşı derin bir sevgi uyandırmasından istiare edilmiştir. Düğümlerin üç tane olması da zikrullaha, abdeste, namaza karşı birer düğüm edinmiş olmasından ve şeytanın bu üç ibâdetten üç nevi saptırmayla alıkoymasından dolayıdır” der.
Şeytanın bu düğümlerinden tabiî ve hakîki bir düğüm kast edilmeyip mecazî ve temsilî bir düğüm anlaşılmalıdır.
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Ramazan ayından sonraki en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem’de tutulan oruçtur. Farz namazdan sonraki en faziletli namaz da, gece namazıdır.”
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Allah, gecenin bir kısmında kalkıp namaz kılan ve hanımını da kalkmak istemediği zaman yüzüne su serpen kimseye rahmetini ihsan eylesin. Yine Allah, gece kalkıp namazını kılan ve kocasının da namaz kılması için uyandıran, kocası namaz kılmaya kalkmak istemediği zaman kocasının yüzüne su serpen kadına da rahmetini ihsan eylesin.”
Ebu Saîd el-Hudrî (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Bir adam, gecenin bir kısmında hanımını uyandırır, sonra her ikisi de iki rekat gece namazı kılarsa yada o adam tek başına gece namazı kılarsa erkek, Allah’ı zikreden erkekler ve kadınlar topluluğuna kaydedilir.”
Bilâl (radıyallâhu anh) ile Ebu Ümâme (radıyallâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
Gece namazına devam ediniz. Çünkü gece namazı, sizden önce geçen ümmetlerdeki salih kimselerin adetidir. Gece namazı; Allah’a yakınlığı sağlar, günahlardan sakındırır, işlenen kötülüklere kefarettir ve hastalığı vücuttan kovar.”
Câbir (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem):

– ‘Doğrusu gece içerisinde öyle bir saat vardır ki, müslüman bir kimse, dünya ve ahiret işleri hususunda Allah’tan bir hayır isterken duasını o ana denk düşürürse, Allah muhakkak o kimseye istediğini verir. Bu, her gece böyledir’ buyururken işittim.”
Bu hadis, her gece duaların kabul edildiği bir kabul saati bulunduğunu mutlak bir şekilde ifade etmektedir. Dolayısıyla bu saate rastlamak ümidiyle müminlerin geceleri ibadet ve itaatla ihya etmeleri gerektiğine teşvik etme vardır.
Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Geceleyin gece namazı kılmak için kalkıp da kendisine uyku galebe çalan kimseye, hem o namazın ecri yazılır ve hem de uykusu kendisine sadaka olur.”