Evliliğe mâni haller, insanın annesi, kızı, halası, teyzesi gibi yakın akrabalar; emişme yoluyla meydana gelen yakınlıktır. Bir de evliliklerden sonra meydana gelen akrabalıktır ki, buna “sıhriyet, müsaheret” denmiştir. Yâni, akrabalığa benzeyen bir yakınlık, bir vasıftır.
Biraz mahrem olan, fakat bilinmesi gereken bu husustaki dinî bazı bilgileri hatırlattıktan sonra asıl konuya geçelim.
Bilindiği gibi, evliliğe mâni haller, insanın annesi, kızı, halası, teyzesi gibi yakın akrabalar; emişme yoluyla meydana gelen yakınlıktır. Bir de evliliklerden sonra meydana gelen akrabalıktır ki, buna “sıhriyet, müsaheret” denmiştir. Yâni, akrabalığa benzeyen bir yakınlık, bir vasıftır.
Esas itibariyle sıhriyet yoluyla meydana gelen haramlık şu dört sınıfta toplanır:
1. Baba ve dedelerin hanımları olan üvey anne ve üvey nineler.
2. Çocuk ve torunların hanımları olan gelinler.
3. Hanımın anne-babaları olan kayınvalide-kayınpederler.
4. Üvey kızlar.
Bir insan bu sınıfa girenlerle hiçbirşekilde evlenemez.
Müsaheret yoluyla haramlık, diğer bir ifâdeyle hurmet-i müsahere sahih akid denilen meşru nikah yoluyla olduğu gibi, mut’a nikâhı gibi fasit akidle ve zinâ yoluyla da sabit olur. Bu haramlık aynı zamanda dokunma ve bakma yoluyla da meydana gelir.
Bu mesele Hanefî mezhebine göre şöyledir:
Zinâ yoluyla meydana gelen haramlık: Bir insan bir kadınla zinâda bulunursa, artık o insan o kadının kızları, torunları ve annesiyle evlenemez.
Dokunma yoluyla haramlık: Şu şartların bir arada bulunmasıyla meydana gelir:
1. Erkek kadının bedeninin herhangi bir yerine dokunduğunda dokunulan yerde elbise olmamalı, çıplak ten olmalı.
2. Kadının üzerinde elbise bulunuyor, fakat dokunduğunda vücudun sıcaklığını hissediyorsa, elbise ince olduğu için sıcaklığına mâni olmuyorsa.
3. Dokunma kadının saçma olmuşsa, bu dokunma sarkan saça değil de başın üzerindeki saça olmuşsa.
4. Dokunmada şehevî hissin bulunması. Bu, erkekte âletinin hareketi, dikleşmesi; kadında ise kalbinin hareketi ve lezzet duymasıdır.
5. Alınan lezzetin dokunmaya yakın olması. Dokunduktan sonra lezzet alıyor, şehevî hissi uyanıyorsa; bu, haramlığa sebep olmaz.
6. Dokunulan kadının dokuz yaşından aşağı olmaması.
Bütün bu şart ve haller bir arada bulunursa haramlık sâbit olur, aksi takdirde birinin olmamasıyla hurmet-i müsahere gerçekleşmez.
Bakma yoluyla haramlık: Bunun meydana gelmesi için şu şartların bulunması lâzımdır:
1. Erkek, kadının tenâsül uzvunun dâhiline bakmış olması. Dış kısmına bakmasıyla haramlık sabit olmaz. Kadın da erkeğin tenasül uzvuna bakmasıyla haramlık meydana gelir. Fakat, gerek kadının, gerekse erkeğin birbirlerinin bedenlerinin diğer kısımlarına bakmalarıyla haramlık sabit olmaz.
2. Gerek erkekte, gerekse kadında bakarken şehevî bir his bulunması -dokunmada olduğu gibi- şehevî hisse işaret olan hallerin mevcut olması gerekir.
3. Birbirlerinin aynaya veya suya yansımış, aksetmiş olan uzuvlarının görüntüsüne bakmamış olması. Çünkü, aynadaki veya sudaki görüntüler hakiki olmadıkları için haramlığa sebep olmaz. Fotoğraf ve filmdeki görüntüler de bu şekildedir.
4. Şehevî lezzetin bakıldığı anda duyulmuş olması, baktıktan sonra meydana gelmiş olmamasıdır.
Hurmet-i müsahere, kişinin kayınvalidesine yukarıdaki şartların bir arada bulunması halinde dokunduğu veya baktığı hallerde de meydana gelir. Yâni, Hanefî mezhebine göre, bu durumda insanın hanımı kendisine ebedî olarak haram olur.
Aynı şekilde bir insanın kadınlık vasfına hâiz olmuş olan kızına bu şartların mevcut olmasıyla baktığında veya dokunduğunda yine hanımı kendisine ebedî olarak haram olur.
Bu bakma veya dokunmanın kasten, bilerek olmasıyla unutarak, yanlışlıkla, zorlama ve uyurken olması arasında bir fark yoktur.
Yine bu hususta ayık ile sarhoş, büluğ çağına ermiş olanla, mürahik, büluğ çağma gelmiş olan ve akıllı ile deli arasında da bir fark bulunmamaktadır. Ayrıca haramlığı meydana getirecek şartların, yâni şehevî duygu ve belirtinin sadece bir tarafta bulunması kâfidir. Her iki tarafta bulunmasına lüzum kalmaz.
Yalnız bu meseleler Hanefî mezhebine göredir. Hanbelî mezhebine göre sadece “birleşme” hurmet-i müsahereyi gerektirirken; Şâfiî mezhebine göre zinâ, dokunmak veya bakmakla hiçbir şekilde hurmet-i müsahere gerçekleşmez. Mâlikî’ye göre ise, ancak şehvetle elini, yüzünü öpmesi halinde haramlık sâbit olur.
Bu meselede gerektiğinde bu mezhepler de taklit edilebilir. O görüşlerden istifâde edilebilir.