– Kabirde Kur’an okumak müstehaptır. Ancak bunu Ebu Hanife mekruh görmüştür.
Ehl-i Sünnet mezhep(ler)ine göre bir kimse yaptığı bir amelin sevabını başkasına bağışlayabilir. Bunun delili Has’amiyye hadisidir.
Şafiî mezhebinde meşhur olan (Kur’an) okumanın sevabının ölüye ulaşmamasıdır. Ancak Şafiî ulemasından Ibn-i Salah şöyle diyor: (Okunan) Kur’an(ın sevabını) hediye etmek hususunda fukahanın ihtilafı vardır. Çoğunluğun üzerinde fikir birliği etmiş olduğu görüş, bunun caiz olduğudur.
Uygun olan (Kur’an okuyanın) okuduğunun sevabını başkasına bağışlamak istediği zaman: “Allah’ım okuduğum Kur’an’ın sevabını filana ulaştır”diyerek (okuduğunu) dua (haline getirip dilediği kimseye hediye) etmesidir. Duanın ölüye ulaşması ve bir fayda sağlaması hususunda ihtilaf yoktur. Kur’an ve dua aracılığı ile ölmüşlerle ilgi kurmak yoluyla hayır ehli olan kimseler bereketlenmişlerdir. Şafiî mezhebinin son devir alimlerinden Muhib et-Taberi şöyle diyor: “Kabirde Kur’an okumaya gelince: Bahr (isimli eser)de “Bu müstehaptır” denmiştir. Havi (isimli eser)de orada okunan Kur’an’ın ölüye (ait) olduğunun kesinliği söylenmiştir. Bu, okunanın dua olarak ölüye bağışlanması durumundadır. Zira alimler Kur’an okumak üzere bir kimsenin ücretle tutulmasını caiz görmüşlerdir. Nevevî de Ravza (isimli kitabı n)da bunu tercih etmiştir.”
Hanbelî mezhebinde (Kur’an) okumanın sevabı ölüye ulaşır ve ona faydası olur.