Yunus (A.S.)’ın Peygamberliği

By | 12 Mart 2015

yunus-a-s-in-peygamberligi    Vehb İbni Münebbih (R. Aleyh) dedi ki:
— Hak Sübhânehu ve Teâlâ Hazretleri Yunus (A.S.)’ı İsrâiloğullarına Peygamber gönderdi. Dedi ki: — «Var, onları îmana davet et! Yunus (A.S.) geldi, onları îmana davet etti. Onlar inkâr ettiler. Yunus (A.S.) onlara:
— Üç günden sonra size haberiniz olmadan azâb gelir! dedi. Bunların içinden çıkıp gitti. Ertesi sabah olunca gökten bunların üstüne bir kara bulut indi. Onu görünce anladılar ki helak olacaklardır. Allahü Teâlâ Hazretleri bunların gönüllerine tevbe ihsan etti. Bir yüce yere çıktılar, tevbe edip imana geldiler. Dediler ki: «Amenna bima câe Yûnus.»
Hak Teâlâ Hazretleri bunları esirgeyip azaplarını bağışladı.O gün Âşûrâ günüydü. Yunus (A.S.) gördü ki, o kavm helak olmadılar, sözü doğru çıkmadı zannederek üzüntü duydu. O yerden çıkıp gitti. Bir deniz kenarına geldi. Bir gemiye binerek gitti.
Nakledilir ki Yunus (A.S.) şehirden hatunu ve iki oğluyla beraber gittiler. Yolda giderken küçük oğlu denizde boğuldu. Büyük oğlumda kurt yedi. Hatunu da Yunus (A.S.)’ın yanından kayboldu. Hal böyle olunca Yunus (A.S.) çok kederlenerek ağladı ve Hak Teâlâ Hazneleri:
— “Yâ Yunus! Sen hatunundan ve oğullarından çok şikâyet ederdin. İşte onları yok ettim. Eğer geri istersen yine kavmine var. Oğullarını ve hatununu vereyim. Ben kaadir padişahım.” dedi.
Yunus (A.S.) kendi kavmi arasından çıkıp gittiği zaman bir ger ye binmişti. Gemiciler Yunus (A.S.)’a sordular:
— Kul musun, yoksa âzadlı mısın? Bu gemicilerin âdetiydi. Eğe kul ise almazlardı. Ansızın giderken gemi bir yerde durdu. Gemiler:
— Aramızda kaçkın bir kul varmış. Kura çekelim. Kime çıkarsa onu denize atalım. Emin olalım, dediler. Kura çekildi. Üç kerede üst üste Yunus (A.S.)’a çıktı. Hak Sübhânehu ve Teâlâ Hazretleri bir ulu balığa gemiyi batırmasını emretti. Yunus (A.S.) gemiden onu gördü.
Kendini denize bıraktı. O balık Yunus (A.S.)’ı yuttu. Ondan sonra büyük balıklar küçük balıkları yutarlar. Hak Sübhânehu ve Teâlâ Hazretleri o balığa:
— Yunus’un etine ve kalbine bir ziyan gelmesin. Ben Yunus’u sana nzık vermedim! dedi. Ve belki zindana bıraktım, sende emanet rorsun! dedi.
Nakledilmiştir ki, İbni Abbas (R. Anh) dedi ki: Hak Teâlâ o balığa:
— Karnını Yunus’a mescid ettim, orada ibâdet etsin! dedi. Yunus A.S.) orada kırk gün kaldı. Ve balığın karnında:
«Lâ ilahe illâ ente sübhâneke inni küntü minezzâlimîn» diye zikrederdi. Bazıları derler ki, balığın karnında yedi gün kaldı. Bardan derler ki: Üç gün yattı. Bazıları, yirmi gün yattı ve bazıları da sabah yuttu, gece dışarı bıraktı. (En iyisini Allah bilir.)
Nakledilmiştir ki:
— Yunus (A.S.)’ı yutan balık denize batıp gitmedi. Belki o balık nefes alsın ve hem de Allah’ı teşbih eylesin diye başını denizden yukarı kaldırarak gemi ile yanyana giderdi. Böylece kıyıya gelinceye kadar denize batmadı. Yunus (A.S.)’ı getirip karaya çıkardı. Kendisini denize atan gemiciler, onu görünce hepsi İMANA geldi. Yunus A.S.) karaya çıktıktan sonra, yerde bir kabak bitti. Vücudu yupyumuşak olmuştu. Kabak yaprağına sinek konmazdı. Bu sebepten Yunus (A.S.) onun altında oturdu. Bir geyik gelip onu emzirirdi. Bundan sonra iki melek gelip iki kaftan getirdi. Yunus (A.S.) birini sırtına giydi, birini beline sardı. Sonra ağaçlan çok bir köye vardı. Köy nalkınm ağaçlardan yemişleri yere silkeliyerek ziyana uğrattıklarım nordü. Yunus (A.S.):
— Niçin yemişleri ziyan ediyorsunuz? diye sordu. O zaman Hak Teâlâ’dan şu nida geldi:
— Yâ Yunus! Yemişlere şefkat edersin de niçin kendi kavmine şefkat etmezsin? Yunus (A.S.) oradan kalkıp gitti. Kendi kavmi arasına neldi. Onlar Yunus (A.S.)’m geldiğini görünce hepsi ona karşı çıkıp kendisini şehre getirdiler. Bundan sonra da Hak Tebareke ve Teâlâ Hazretleri Yunus (A.S.)’in oğullarını, karısını ve malını geriye verdi.
Nakledilmiştir ki, bir gün Yunus (A.S.)’m evine bir topluluk gelmişti. Bunlar, onu karısının incittiğini ve ona karşı söylediğini gördüler. Yunus (A.S.) karısına hiç ses çıkarmazdı. Topluluk bu hali görünce şaşırıp kaldılar ve Yunus (A.S.)’a sordular:
— Bu gördüğümüz şeyin hikmeti nedir?. Yunus Peygamber:
— Şaşmayın. Ben Hak Teâlâ’dan böyle istedim ve ona: «Eğer Ahirette bana azâb eder isen, dünyada azâb eyle Yarabbi.» dedim. O zaman Hak Teâlâ da bana:
— «Filân kişinin kızı çok yaramaz bir kadındır, onu karın olarak al!» dedi. Ben de bu kadını aldım. Şimdi azâbımdır, çekiyorum, elimden ne gelir? dedi.
Hazret-i Ali (Kerremallahü VechehuAllah yüzünü kerim eylesin) şöyle demiştir:
— Dünya azabı kötü bir kadındır. Ahiret azabı Cehennem’dir. Bundan sonra Yunus (A.S.) Ninovad) şehrinde tâ ölünceye kadar
oturdu. Ve orada kaldı.