Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: “Kim bir şeye yemin eder de başka bir şeyi ondan daha hayırlı görürse o daha hayırlı gördüğü şeyi yapsın ve yeminini bozmasından ötürü kefaret versin.” Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: “Bir kimse bir şeye yemin eder de başka bir şeyi ondan daha hayırlı görürse, yemininden dolayı kefaret versin!’ buyurdu.” Her hangi bir konuda yemin eden kişinin sözünde durup yemine devam etmesi mi, yoksa yemini bozup keffaret ödemesi mi daha iyidir? Bu mesele, yemine konu olan 1- Farz veya vacip bir şeyi yapmak ya da bir haramı yapmamak için edilen yemin, tâattır. Dolayısıyla yemine sadakat gerekir. Yeminin bozulması günahtır. Ramazan orucunu tutmak veya içki içmemek için edilen yemin bu kabildendir. 2- Yukarıdaki maddenin aksi; yani, farz veya vacib bir ibadeti yapmamak ya da haram bir şeyi yapmak için edilen yemin. Bu şekildeki bir yemin bozulur, yani sözde durulmaz, kefaret ödenir. Çünkü yemine sadakatin icabı ya bir borcu terketmek ya da bir haramı işlemektir. 3- Müstehap olan bir işi yapmak için edilen yemin bir tâattır. Bu yemine devam yani sözünde durmak müstehap, yemini bozmak ise mekruhtur. 4- Müstehap bir ameli meselâ bir hasta ziyareti yapmamak için edilen yemini bozup kefaretini ödemek müstehap, yemine sadakat ise mekruhtur. Üzerinde durduğumuz hadis bu şıkla ilgili olsa gerektir. 5- Mubah bir işi yapmak ya da yapmamak; meselâ, bir elbiseyi giymemek için yemin edilirse, yemin sahibi yeminine sadakat gösterip göstermemekte muhayyer olmakla beraber sözde durup yemine sadakat göstermek daha evlâdır. Yemin edip de yeminini bozmayı daha hayırlı gören kişi; kefareti, yemini bozmadan mı yoksa bozduktan sonra mı öder? Bu konu âlimler arasında ihtilaflıdır.