Vitir Namazında Okunacak Dua – 2

By | 24 Mart 2015

vitir-namazinda-okunacak-dua-2    Hz. Âişe’den şöyle nakledilmiştir:
Allâh Rasûlü’ne (s.a.v.) “Hangi amel daha üstündür?” diye sorulunca “Az da olsa sürekli olanı” buyurmuştur.
Yine Hz. Âişe’den (r.anha) şöyle nakledilmiştir:
Allâh Rasûlü’nün namaz kılması daimî idi. Bundan dolayı o, bazı gecelerin yarısını, bazı gecelerin üçte birini, bazı gecelerin yarısından biraz daha fazlasını, bazı gecelerin dörtte birini, bazı gecelerin ise sadece altıda birini ibadetle geçirirdi.
Bütün bu miktarlar Müzzemmil Sûresi’nde zikredilmiştir.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Geceleyin bir süt sağımlığı süresince de olsa namaz kıl. ”
Bu ise dört rekât olabileceği gibi iki rekât da olabilir.
Yine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kulun, gecenin karanlığında kılacağı iki rekât namaz, dünyadan ve onda bulunan her şeyden daha hayırlıdır. Ümmetime zorluk çıkaracak olmasam bu iki rekâtla onlan yükümlü tutardım.”

Hz. Peygamber bütün bunları ümmetine gece namazını ve ibadeti ko-laylaştırmak ve ibadetten bıkıp usanmalarının önüne geçmek için yapmış; ayrıca sadece vakit namazlarıyla ve onların sünnetleriyle yetinmemeleri için onları gece ibadetine teşvik edip fazilet ve sevabını zikretmiştir.

Gecenin üçte birini ibadetle geçirmek müstehabdır. Geceleyin ibadet süresi altıda birin altına düşmemelidir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sabaha kadar bütün bir geceyi ibadetle geçirdiği hiç vaki olmamıştır. Aksine o, gecenin bir bölümünde mutlaka uyurdu. Sabahlayıncaya kadar deliksiz uyuduğu da vaki olmamıştır. Aksine o, gecenin bir bölümünde mutlaka kalkar, ibadet ederdi.

Denilmiştir ki: Gecenin başları, teheccüd kılanlar içindir; ortası kunût edenler içindir; sonu ise namaza düşkün olanlar içindir. Sabah vaktinde kalkmak ise gafillerin kârıdır.

Yûsuf b. Mihran’ın şöyle dediği nakledilmiştir:

Bana gelen bir habere göre Arş’ın altında horoz sûretinde bir melek vardır. Parmakları inciden, ibiği yeşil zeberceddendir. Gecenin ilk üçte birlik dilimi geçince kanatlarını çırparak “Kalkacak olanlar kalksın” der. Gecenin yarısı geride kalınca yine kanatlanın çırparak “Teheccüd kılacaklar kalksın” der. Gecenin üçte ikisi geride kalınca yine kanatlarını çırpar ve “Kunût edenler kalksın” der. Sabah namazının vakti girince yine kanatlarını çırpar ve “Gafiller sırtlarında günahlarıyla kalksınlar” der.

Ariflerden biri şöyle demiştir:

Allâh (c.c.), seher vakitlerinde, uyananlann kalplerine nazar eder ve onları pürııûr eder. Kalplerine pek çok faydalar/ilhâmlar gelerek aydınlanırlar. Sonra onlardan taşıp arta kalan nurlar, gafillerin kalplerine dağılır.
Nakledildiğine göre Allâh sıddık kullarından birine şöyle ilhâm etmiş: “Benim öyle kullarım var ki onlar beni severler, ben de onları severim; onlar beni özler, ben de onları özlerim; onlar beni anar, ben de onları anarım; onlar bana bakar, ben de onlara bakarım. Sen onların izinden gidersen seni de severim; onların yolundan ayrılırsan seni hiç sevmem.”

Sıddık kul, “Rabbim, onların emaresi nedir?” diye sonınca Allâh şöyle buyurmuş: “Merhametli bir çobanın davar sürüsünü takip ettiği gibi onlar da gündüzleri gölgeleri takip ederler. Kuşların günbatımında özlemle yu- valanna döndükleri gibi onlar da güneşin batmasını dört gözle beklerler. Gece karanlığı çöküp yataklar serilince ve herkes sevgilileriyle başbaşa ka-lınca bana yönelip yakarırlar, kendilerini nimetlere erdirmem için sırnaşırlar. Kimileri çığlık atar, kimileri ağlar; kimileri eyvah eder, kimileri şikâyet. Kimileri ayakta, kimileri oturarak ibadet eder; kimileri rükû, kimileri secde eder. Benim için çektikleri meşakkati görürüm, bana sundukları sevgilerini duyarım. İlkin onların kalplerini nurumla aydınlatırım. Böylece ben onlar-dan haberdar olduğum gibi onlar da benden haberdar olurlar. İkinci olarak gökler, yer ve bu ikisinin üzerinde bulunan her şey onların terazisine konsa yine de bunu azımsarım. Üçüncü olarak, yüzümü onlara dönerim ve kendilerine vereceklerim konusunda onlan haberdar ederim.

Gece ibadeti, Allâh’ın inayetine mazhar ve daima gözetimi altında olan ve kalpleri tevfık ile, cemâl ve celâl nuruyla kuşatılan kuvvetli kulların yapacağı bir ameldir. Gece ibadeti onlara bir ihsândır. Mevlâ, onlara bu hil’atı kuşandırmış ve huzuruna varacakları güne değin onlardan bunu geri almamıştır.

Nakledildiğine göre Hz. Osman, geceleri tek bir rekât namaz kılar ve bu namazda Kur’ân’ı baştan sona okurdu. Nitekim bunu daha önce de söylemiştik.

Yine tâbiînden kırk kişinin gecenin tamamını ibadetle geçirdikleri ve kırk yıl boyunca yatsı namazının abdestiyle sabah namazını kıldıkları nakledilmiştir. Onlar hakkındaki bu nakil sağlam ve meşhur olup bu şahıslardan

bir kısmı şunlardır: Medîne halkından Saîd b. Cübeyr, Safvân b. Süleym, Ebû Hâzim ve Muhammed İbnü’l-Münkedir; Mekke halkından Fudayl b. İyâd ve Vehb İbnü’l-Verd; Yemen halkından Tâvus ve Vehb b. Münebbih; Küfe halkından Rebî b. Haysem ve el-Hakem; Şam (Suriye-Filistin) halkından Ebû Süleyman ed-Darânî ve Ali b. Bekkâr; Abadan halkından Ebû Abdullah el- Havâs; İran halkından Habib Ebû Muhammed ve Ebû Câiz es-Süleymânî; Basra halkından Mâlik b. Dinar, Süleyman et-Teymî, Yezîd er-Rakâşî, Habîb b. Ebî Sâbit ve Yahyâ el-Bekkâ ve daha niceleri… Allâh hepsinden razı olsun ve hepsine rahmet ve merhametiyle muamele buyursun.

Gaflete dalıp günaha batan ve gece namazına kalkmayı ve seher va-kitlerinde ibadet ve istiğfâr edenler zümresine dahil olmayı arzulamakla birlikte bu günahları yüzünden kalkması bir türlü nasip olmayan kişi, uyu-mak için yatağına uzanınca üç kez istiğfâr etsin, sonra Besmele çekerek Kehf Sûresi’nin başından ve sonundan onar ayeti, Bakara Sûresinin son iki âyetini ve Kâfırûn Sûresi’ni okusun. Allâh’ın izniyle uyanacak ve Allâh’ın engin nimetine, kuşatıcı bağışlamasına ve bütün mü’min kullarını gözet-mesine mazhar olarak gece namazına kılanlar arasına katılacaktır.

Ayrıca şu duayı da eklesin:

[Çevirisi: Allâhım! Beni en sevdiğin vakitte uyandır; beni sana yaklaştıran, öfkenden uzaklaştıran en sevdiğin amelleri yaptır. İsterim, verirsin; bağışlanmamı dilerim, bağışlarsın; dua ederim, kabul edersin. Allahım! İmtihanların konusunda beni kendime güvendirme, beni senden başkasının eline bırakma, örtünü hiçbir zaman üzerimden kaldırma, zikrini bana unutturma ve beni gafillerin arasına katma.]

Denilmiştir ki: Bir kimse uyumadan önce bu duayı ederse Allâh onun İçin üç melek görevlendirir ve bu melekler onu namaz için uyandırır. Na-mazını kılıp dua ettiğinde melekler duasına amin derler. Kalkmazsa melekler onun hemen yanıbaşında ibadet ederler ve ibadetlerinin sevabı ona yazılır.
Aynca Hz. Peygamber’den (s.a.v.) nakledilen şu duayı da okusun: O şöyle buyurmuştur:
“Her kim geceleyin uyanmak isterse yatmadan önce şöyle dua etsin:
[Çevirisi: Allâhım! Seni zikretmek, sana şükretmek, namaz kılmak, istiğfâr etmek, kitabını okumak ve sana güzelce ibadet etmek için beni yatağımdan kaldır.]
Ardından otuz üç kez Sübhanallah, otuz üç kez elhamdülillah, otuz üç kez de Allâhu ekber desin. ”
Dilerse yirmi beşer kez sübhânallah, el-hamdulillah, allâhu ekber ve la ilâhe illallah da diyebilir. Bu onun için daha kolay olup bunun toplamı da yüzdür ve ilkinin yerini tutar.
Hz. Âişe’den (r.a.) şöyle nakledilmiştir:

“Allâh Rasûlü (s.a.v.) yatmadan önce yanağını sağ elinin üzerine koyarak kendisinin o gece öleceğini düşünür ve şöyle dua ederdi:
[Çevirisi: Ey yedi göğün rabbi, yüce Arşın sahibi olan Allâh! Ey bizim ve diğer bütün varlıkların rabbi! Tevrat’ı, Incil’i ve Kur’ân ’ı indiren! Çekirdek ve tohumdan bitkiler çıkaran Allahım! Perçemini elinde tuttuğun bütün varlıkların şerrinden sana sığnınm. Allahım! Sen ilksin, senden öncesi yok; sonsun, senden sonrası yok; zahirsin, senden dışarıda olan yok, bâtınsın, senden içeri de olan da yok. Allâhım! Borçlarımı ödememi nasip eyle ve beni darlıktan kurtar.]

Geceleyin ibadet etmeye mazhar kılınan ve bu nafile ibadet etme imkânı bulan kişi gücü yettikçe ve herhangi bir özrü bulunmadıkça buna devam etmeye çalışsın. Çünkü Hz. Âişe’den (r.anha) Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Her kim Allâh ‘a ibadet etmeye başlar da sonra usanıp devamını getirmezse Allâh ona gücenir. ”

Yine Hz. Âişe şöyle demiştir:

“Allâh Rasûlü (s.a.v.), herhangi bir gece yapacağı ibadeti uykusu geldiği veya hasta olduğu için yapamadığı zamanlarda gündüz vakti on iki rekât namaz kılardı.”

Bir haberde şöyle varid olmuştur:
“Allâh ‘in en çok hoşuna giden amel, az da olsa sürekli olandır.”