Uhud Cenginde Otuz Birinci Olay

By | 17 Mart 2015

SAMSUNG   Vakıdî (Allah rahmet eylesin) rivayet ederler:
— Vehab bin Kabûs-ı Müzenni ve kardeşi oğlu Haris bin Ubbe bin Kabûs Müzeyniye kabilesindendi. Resûlüllah (S.A.V.)’den ve Ashabdan Medine’yi boşalmış görmüşlerdi.
— «Bu hal ne?» diye sorunca şöyle cevap aldılar:
Ahiret saadetini kazanmak için İslâm askerine doğru Uhud’a gittiler. O Müslümanlar düşmana üstün gelince yağmaya başladılar. Gelenler de yağmaya başladılar. Sonra Halid bin Velîd, İkrime bin Ebû Cehil o dağ yarığından çıktılar, İslâm askerinin ardına erişip hücum ettiler.
Vehab ve Haris gittiler. Düşmana karşı durdular. Büyük yiğitlikler gösterdiler. Bu sırada bir bölük kâfir, Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’e kastediyorlardı. O da:
— «Bunlara kim karşı durur?» diye sordu. Veheb:
— «Ben dururum yâ Resûlâllah!» dedi. Hemen onlarla cenge başladı. O gelenleri dağıttı. Bir bölük kâfir de Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in üzerine saldırdılar. Yine buyurdu ki:
— «Bunları defeden kim olur!» Veheb (R. Anh) yine:
— «Ben yâ Resûlallah!» dedi. Onları da dağıttı. Sonra kâfirler bir bölük daha geldiler. Hazret-i Muhammed (S.A.V.) yine:
— «Bunları kim dağıtır?» diye buyurdu. Veheb (R. Anh) yine:
— «Ben yâ Resûlallah! dedi. Resûlullah (S.A.V.) o zaman:
— «Kalk müjde olsun, Cennet sana nasip oldu!» dedi. Veheb, bu müjdeyle kalktı, kâfirlerle cenge girişti. Peygamber (S.A.V.) ona bakıp dururdu. O kâfirlerin saflarım bozup aralarından çıktı. Yine kâfir askerine atıldı. Düşmanlar onun üstüne üşüştüler. Mızrak ve kılıç eriştirip en sonunda şehadet bardağından ölüm şerbetini içti. Sonra kardeşi Haris meydana girdi. O da çok vuruştu. O da şehit oldu. Hazret-i Ömer (R. Anh)’tan şöyle rivayet edilmiştir:
— İsterdim ki ölümüm Müzenni ölümü gibi olsun. Sa’d ibni Ebu Vakkas der ki:
— Uhud günü Vahab bin Kabus’ta gördüğüm yiğitlik ve dilâverliği hiçbir cenkte hiçbir kimsede görmedim! Ve onun yaptıklarını bir bir anlatıp överdi. Sonra da:
— Peygamber (S.A.V.) Müzenni’nin başı ucunda durup:
— «Allah senden razı olsun!.. Ben senden razıyım!» diye buyururdu. Ve Hazret-i Peygamber, o kadar yarası varken kalktı. Kendi saadetle varıp onu mezarına koydu. Sarındığı ve kızıl alâmetlerle süslü hırkasını ona örttü!..
Sa’d ibni Ebû Vakkas sözlerini:
— Ne olaydı, ben de onun gibi olaydım! diyerek bitirdi.