Tümör ve Kanserin Sebepleri Nelerdir ?

By | 27 Şubat 2015

Tümör ve Kanserin Sebepleri Nelerdir ?Tümör ve Kanserin Sebepleri Nelerdir ?

Bilimsel araştırmalara göre, insan bedeninde devamlı kötü huylu hücre­ler oluşmakta, fakat bağışıklık sistemi, henüz gelişemeden bu hücreleri yok etmektedir. Bağışıklık sisteminin herhangi bir sebeple zayıflamasıyla kan­ser hücreleri gelişmeye ve çoğalmaya başlar. Bağışıklık sisteminin zayıfla­ma sebepleri, “Katkı Maddeleri”, “İlaçlar”, “Bağışıklık Sistemi”, “Hastalık Nasıl Başlar” bölümünde anlatılmıştır.

Tümör oluşumu kesintisiz bir süreçtir ve bir noktada değil, vücudun pek çok yerinde aynı anda başlar ancak, tümörlerden belli büyüklüğe gelenler teşhis edilebilir. Tümörler bağışıklık sisteminin, atıklardan kurtulmada son çare olarak oluşturduğu birer “enerji santraledir. Bağışıklık sistemi, toksik ve atık maddeleri santrallerde yakıt olarak kullanır. Teşhis edilen bir tümör ameliyatla alınınca, yakıt mecburen başka bir tümöre yönlendirilir. Kemoterapi (böcek ilacı) verilince, bağışıklık sistemi çöktüğünden tümör olu­şumu bir müddet için durur. Bağışıklık sistemi kendini toparlayıp canlan­maya başlayınca tümör oluşumu hızla artmaya başlar. Çünkü kemoterapi ile verilen ve bütün hücreleri dolduran “böcek ilacı” “enerji santralleri” için bitmez tükenmez bir yakıt kaynağıdır! Bu sebeple yalnızca tümör oluşum süreci durdurulduktan sonra büyük tümörler alınabilir.

Kanser hastalarının çoğunun geçmişinde bağışıklığı baskılayan ilaçlar bademcik ve/veya apandist ameliyatı vardır.

“Kanser” teşhisinde sık hata yapılmaktadır. Ancak konulan teşhis doğru ya da yanlış olsun, “BT” yaptıranlar ve kemoterapi alanlar, özellikle “A” ve “AB” grubu olanlar kansere adaydır.

Peygamberimiz (s.a.v.): “Devamlı sığır ve dana eti yemek abraşlık (se­def), alaca (vitiligo), fil hastalığı, cüzzam (lepra) ve başka hastalıklara sebep olur” buyurmuştur. Bu hastalıklar en hafifinden en ağırına kadar ay­nı kökten gelen hastalıklardır. Eski tabipler cüzzamı bütün vücudun kanse­ri olarak görürdü. (“Yiyecekler” bölümü “Et” konusuna bakınız.)

  •  Kan grubu “A” olanlarda mide asidi az üretildiği için kırmızı et hazmadilemez, çürür. Çürüyen et atıkları dokularda depolanır. Depolanan bu atıklar, büyük çöplüklerde olduğu gibi, içten içe yandıkça dokular bozulur, genetik mutasyonlar, tümör ve kansere sebep olur. Kan grubu 0 olanlardan süt ürünleri, tatlı ve beyaz ekmek sevenler aynı mekanizma ile mide kanser­ine yakalanabilir. Geç saatte, az çiğneyerek ve karışık yemek yiyen B gru­pları kalın bağırsak kanserine, beslenmeye dikkat etmeyen ve bağışıklık sis­temini baskılayan ilaçlar kullanan AB grupları bağışıklık sistemi çok hassas olduğu için her tür kansere yatkındır.
  •  Nobel ödüllü Alman araştırmacı Otto Warburg, kanser oluşumunda­ki aynı mekanizmaya işaret etmiş, aşırı şekerli gıdaların büyüme faktörü (IGF-1) düzeyini artırdığını, büyüme faktörünün hücre bölünmesini hızlandırdığını ve şeker fazlalığının kanserli hücreleri beslediğini deneyler­le göstermiştir. Süt üretimini artırmak için ineklere verilen büyüme hormo­nu da süt ve süt ürünleri yoluyla insanda büyüme faktörünü arttırır. Büyü­me faktörü hücre üremesini kontrolsüz artırarak kansere neden olabilir.
  •  Günümüzde kanser türlerinin artması, yaygınlaşması ve çocuklarda bile görülmesinin sebebi GM ürünlerdir. (GM Aşı, İlaçlar, Katkı maddeleri, meyve, sebze ve et ürünleri) GMO’nun bağışıklık sistemini tahrip ettiği, metabolizmada sorunlara ve bir çok hastalığa sebep olduğu bilimsel araş­tırmalarla kanıtlanmıştır.
  •  Tabiatta doğal olarak bulunan agrobakteri plazmidleri bitkilerde tümörlere ve gallara yol açar. Ti plazmidleri (tümör indükleyici-tetikleyici plazmid) adı verilen bu plazmidler genetik modifiye işlemlerinde yabancı geni taşıyıcı olarak kullanılır. Ti Plazmidleri, bitkilerde tümör oluşumuna sebep olduğu gibi GM genomlarda (bitki, hayvan, insan) da tümör oluşumlarına yol açabilir. Bu biyogenetik tümörler, en sık türler arası hib- ridlerde görülür.
  • Plazmidler GM ürünler ile organizmaya girdiklerinde yok olmazlar, ba­ğırsak bakterileri ve kan hücreleri (özellikle akyuvarlar) aracılığıyla tüm or­ganizmaya dağılırlar. Araştırmacılar, transgenlerin farelerin organlarındaki yerleşimini araştırmış ve plazmidlerin, beyin, deri, karaciğer, dalak, böb­rek, üreme organları ve diğer bütün organlarda, hatta farenin karnındaki ceninde bile kalıcı olarak yerleştiğini, hızla çoğaldığını, genetiği değiştirdiğini, onkolojik hastalıklara, daha önce örneği görülmemiş sakat­lıklara ve ölümlere yol açtığını tesbit etmiştir.
  •  Parazitler de kansere yol açabilir. Bazı parazitler, özellikle bağırsak­larda doğal olarak yaşayabilen trematotlar, eritici kimyasallar ve/veya kro­nik hazımsızlık sebebiyle dokusu bozulan, yaralar oluşan bağırsaklardan kan dolaşımına karışır, dokulara dağılır. Dokularda, propil alkol, formalde­hit, benzen, toluen gibi eriticiler varsa çoğalma imkanı bulur. Bu maddeler her evde kullanılan kozmetik, deterjan, şişe suları, şeker ve gıda sanayii ürünlerinde bulunmaktadır.
  • Parazitlerin çoğalırken ürettiği büyüme faktörü dokulardaki hücreleri bölünmeye teşvik eder. Parazitlerin çoğalmasına paralel olarak aynı oran­da büyüme faktörü üretimi artar,- büyüme faktörü doku hücrelerinde bölü­nmeyi ve parazitlerin üremesini daha da hızlandırır. Doku hücrelerinin bö­lünmesi hızlandıkça doku hücreleri de büyüme faktörü üretmeye başlar. Parazitlerin dokulardaki çoğalma hızı, dokulardaki atık madde miktarıyla bağlantılıdır. Atık madde ne kadar fazlaysa, hastanın durumu o kadar teh­likelidir. Kanser araştırmacılarına göre hemen hemen her tür kanserde bu süreç gözlenir. (“Parazitler” bölümüne bakınız.)

Tümör oluşumunu durdurmak için:

  • Her sabah 1 kahve kaşığı öğütülüp elenmiş pelinotu ve 1 çay kaşığı öğütülmüş karanfil, suyla yutulur. 1 saat sonra 3-4 limon suyu + 200 gr. su veya 250 gr. greyfurt suyu + 30-50 gr. zencefil suyu + 1 çorba kaşığı halis bal karışımı içilir. 1 kahve kaşığı çörekotu yağı içilir. 7 diş sarımsak çatlatılıp yutulur.
  • Gün boyu acıktıkça, ısırganotu, hindiba, yabani semizotu gibi her tür yeşilliğin suyu istenen miktarda su katarak içilir. Veya çörekotu ve zeytinyağ ile Medine hurması yenir. Ayrıkotu çayıyla 7 diş sarımsak yutu­lur.
  • Öğlen 1 çorba kaşığı ceviz suyu 1 bardak su ile içilir. 7 diş sarımsak yutulur.
  • Her akşam 50 gr. sarımsaklı zeytinyağı + 50 gr. limon suyu karışımı içi­lir, 1 kahve kaşığı öğütülüp elenmiş pelinotu ve 1 çay kaşığı öğütülmüş karanfil, suyla yutulur.
  • 7 gün başka birşey yemeden bu şekilde geçirilir, hemen sonra 3 gün aç­lık ve 3. gün akşam karaciğer temizlemesi yapılır. (“Karaciğer Temizleme­si, 3. Gün” bölümüne bakınız.)
  • Karaciğer temizlemesinden bir hafta sonra 4 veya 7 gün arayla, toplam 7 defa 3 günlük açlık, 7. açlıktan sonra karaciğer temizlemesi yapılır.
  • Açlıklar arasında, ikinci günden itibaren bir sonraki açlığa kadar pelinotu, ceviz suyu ve karanfil kullanmaya devam edilir.
  • 10 gün sonra 10 günlük açlık yapılır. Sonra 3 ay boyunca, hicrî ayların 13, 14, 15. günleri 3 günlük açlığa devam edilir ve 3. ayın sonunda 10 gün­lük açlık tekrarlanır.
  • 3 günlük açlıklarla birlikte hacamat taramasına başlanır. Hacamatlar bit­tikten 2-3 hafta sonra sülük tedavisine geçilir ancak sülük tedavisi, hastanın kan durumuna ve kanserin yerleşimine göre yapılmalıdır.

Bundan sonra sonucu görmek için doktor kontrolüne gidilebilir.

  • Bu uygulama ile tümör hücreleri değişmeye başlar. Tümör kütlesi küçül­me, büyüme veya hiçbir değişiklik olmasa da uygulamaya devam etmek gerekir.
  • 3 aylık aralarla 3-5 defa 10 günlük açlık yapmak gerekebilir. 3 aylık ara­larda haftada bir 36 saatlik açlıklara devam edilir. Açlıkların arasında pelinotu, karanfil ve ceviz suyu kullanmak gerekir. (“Parazitler” bölümüne bakınız.)
  • Ceviz suyunun hazırlanışi: Mayıs ayında fındık büyüklüğüne gelen cevizler 2-3 litrelik cam kavanoza biraz ezilerek konur, üzerini kapatacak kadar kaynamış soğumuş su doldurulur. Buzdolabında 7 gün beklettikten sonra süzülür. Suyun rengi kahverengi-yeşil arası olmalıdır.
  • Açlık günleri dışında, ilk 7 gün uygulanan program uygulanır, saat 16:00- 17:00 arası kan grubuna uygun tek çeşit yemek yenebilir. Akşam sarımsaklı zeytinyağ yerine 40 gün 1-3 çorba kaşığı çimlenmiş buğday yenir, istenir­se bal eklenebilir. Çimlenmiş buğdayı yemeden önce yıkamayı unutmama­lıdır.

Aşağıdaki bitkilerden her biri mükemmel birer gıda olmakla beraber, aynı zamanda kansere karşı birer ilaçtır: Zencefil, çörekotu, sarımsak, so­ğan, havuç, kırmızı pancar, yabani semizotu, ısırgan, hindiba, roka, maydonoz, beyaz lahana, brokoli, çam filizi, huş ağacı filizi ve biberiye.

  • Çimlenmiş doğal buğday veya arpayı yılın herhangi bir ayında 40 gün boyunca tüketmek yeterlidir. Ancak, maksimum fayda sağlamak için en iyi zaman, buğday ve arpa ekim zamanı, yani Şubat-Nisan ayları­dır.
  •  Kırmızı pancar suyuna 50 gramdan başlanıp günlük 200-400 grama kadar yükseltilir. Kırmızı pancar suyu ilk günlerde baş dönmesi ve mi­de bulantısı yapabilir,- alışmak için havuç suyu ile karıştırılabilir. Alışın­ca, 100 gr. kırmızı pancar suyu + 50 gr. su ile karıştırılarak, günde 4 defa içilir. Bu karışıma 50 gr. soğan suyu eklemek daha etkili olur.
  •  Havuç suyu, mide ve bağırsak kanserine karşı kullanılır. Kanser, genel­likle bağırsakların hastalanmasıyla başlar. Bütün sebzeler gibi havuç da kabuklarıyla sıkılmalıdır.
  • Günde bir defa 1 tatlı kaşığı biberiye veya 1 tatlı kaşığı çam filizi bir bardak sıcak suyla 30 dakika demlenerek içilir. Ömür boyu 2 haftalık aralarla 3 haftalık kürler halinde kullanılabilir.
  • Isırganotunun özsuyu, çayı, yemeği, salatası ve kurusu uzun süre kul­lanılır: Özsuyu soğan suyu ile karıştırılırsa daha etkili olur. Her akşam 1 çorba kaşığı ısırgan tohumu + çörekotu + doğal bal karışımı yutulur.
  • Aynısafa, ısırganotu, civanperçemi ve mayıs papatyası eşit miktarlarda karıştırılır. Bu karışımdan 3 çorba kaşığı, 1-1,5 litre suyla 10 dakika demlenir, gün boyu yudum-yudum içilir. 1 ay arayla 30 günlük kürler halinde 3-4 defa tekrarlanır. Veya
  • Sığırkuyruğu kökü, mor süsen kökü, hindiba kökü eşit miktarlarda ka­rıştırılıp ince ince kıyılır. 1 tatlı kaşığı karışım 1 bardak suyla 10 daki­ka kısık ateşte kaynatılır ve süzülüp içilir. 30-40 gün devam edilir. Ka­raciğeri, kanı ve tüm dokuları temizleyen ve kuvvetlendiren bir ilaç­tır. Veya
  • 3-5 tane acı kavun yaprağı balla yenir veya 14 acı kavun yaprağı saplarıyla birlikte bir bardak suda kısık ateşte 3 dakika kaynatılır, soğuyunca bal ile tatlandırılarak içilir, yaprakları yenir. 4 hafta kullanılır. Bir ay arayla 3 defa tekrarlanır.
  • Acı kavun zararlı maddeleri derinlerden çekip toplar, ishal ve kusma ile dışarı atar.

Dış tümörlere aşağıdaki sargılardan biri kullanılabilir

  •  Isırganotu tohumu taze öğütülür ve zencefil suyu ile ıslatılır,-
  •  Isırganotu yakılır, külü yeni öğütülmüş ısırgan tohumu ile karıştırılır,-
  •  Isırganotu yakılır, külü eritilmiş kaya tuzu ile yoğrulur,-
  •  Taze ezilmiş yabani semizotu, sinirliot, ısırganotu, taze asma filizi ve yaprağı, orman sarmaşığı, acı kavun yaprağı veya zakkum yaprağı yağlı kağıt üzerine yerleştirilir ve tümörlere sarılır. Gazlı bez ile sabitleş­tirilip  6-7 saat bekletilir.

Aynı ilaçlar kanser yaralarına da kullanılabilir, yağlı kağıt yerine gazlı bezle kapatılır.

Sebze suyu karışımları:

  •  200 gr. semizotu suyu + 30 gr. maydonoz suyu + su karışımı.
  •  Eşit miktarlarda beyaz lahana ve havuç suyu + 30 gr. kereviz yapra­ğı veya maydanoz suyu + su karışımı.
  • Eşit miktarlarda brokoli ve havuç suyu + 30 gr. maydanoz suyu + su karışımı.
  •  Eşit miktarlarda havuç ve kırmızı pancar suyu + 30 gr. salatalık veya maydanoz suyu + su karışımı. (Özellikle prostat, karaciğer, yumurtalık kanserine karşı).
  •  Eşit miktarlarda ıspanak ve havuç suyu + 50 gr. ısırganotu suyu + su karışımı.
  •  Havuç suyu+ elma suyu + su karışımı.

İlkbaharda

100 gr. ısırganotu suyu + 50 gr. hindiba suyu + 50-100 gr. su karışı­mı.

100-150 gr. yoğurt suyu + 50 gr. ısırganotu suyu + 50 gr. hindiba ve­ya maydanoz suyu + su karışımı.

50 gr. soğan suyu + 100 gr. ortasındaki sert kısımla birlikte sıkılmış lahana suyu veya ısırganotu suyu + 50-100 gr. su karışımı.

100 gr. yabani semizotu suyu + 50-100 gr. ısırganotu suyu + 50 gr. su karışımı.

İlaç olarak kullanılabilecek en güvenilir bitkiler yabani bitkilerdir. Kültür bitkilerinden yalnız genetiği değiştirilmemiş olanlar kullanılabilir.

Yalnızca iyi huylu büyük tümörler, büyük kistler ve büyümüş yağ beze­leri ameliyatla alınabilir. Ameliyattan önce bağırsak ve karaciğer temizle­mesi, sonra, 7 defa 3 günlük açlık yapılır. Bu tedavi süresince, tümör keskin bir sınır oluşturarak sağlıklı dokulardan ayrılır, kolay alınabilir hale gelir.