Tövbenin Kabul Olduğunun Alametleri

By | 21 Ağustos 2014

namaz-kildiran-seccade

 

Erkek İtaatkar Ailesi İçin Dua EtmelidirHikmet ehli zatlardan biri demiştir ki: Kişinin tövbesinin kabul olduğu şu dört şeyle belli olur:

1-     Boş sözlerden, yalan ve gıybetten uzak durmasıyla.

2-     Kalbinde kimseye kin, haset ve düşmanlık beslememesiyle.

3-     Kötü arkadaşlarından ayrılmasıyla.

4-     Rabbine ibadetlerine gayretle çalışması, günahlarına istiğfar ederek pişman olması ve ölüme hazırlanmasıyla.

Yine hikmet ehli zatlardan birine, “Kişinin tövbesinin kabul olunduğuna dair bir belirti var mı?” diye sorulduğunda, “Evet, tövbenin kabul olunduğuna dair dört belirti vardır” demiş ve onları şöyle sıralamıştır:

1-     Kötü arkadaşları terk edip salihlerle beraber olmak.

2-     Bütün günahları terk edip yüce Allah’a ibadete yönelmek.

3-     Dünya sevgisinin azalması ve ahiret tasasının bütünüyle kalbine yer­leşmesi.

4-     Allah’ın her kulu için kefil olduğu rızkın endişesine kapılmaz. Sadece kendisine emrolunanlarla meşgul olur.

Tövbe eden kişide sayılan bu dört belirti de bulunursa o, ayet-i kerimede, “Şunu iyi bilin ki, Allah tövbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.” diye haklarında övgüyle bahsedilen kimselerden olur.

Tövbe ettikten sonra bu hallere kavuşan kimseye karşı insanların şu dört vazifeyi yapması gerekir:

 

1-      Onu sevmelidirler; zira Allah (celle celâiüh) onu sevmiştir.

2-      Tövbesinde sadık olması için Allah’a dua etmelidirler.

3-      Geçmişte yaptıklarını onun yüzüne vurup ayıplamamalıdırlar.

4-      Onunla oturup sohbet etmeli, bilmediği konularda aydınlatmalı ve her türlü konuda yardımcı olmalıdırlar.

Allah (celle celâiüh) tövbesi kabul olunan kişiye dört ikramda bulunur:

1-      Sanki hiç günah işlememiş gibi onu günahlarının arasından çekip çı­karır.

2-      Alah (celle celâiüh) onu artık sever.

3-      Şeytan ona ilişemez. Alah (celle celâiüh) onu şeytanın şerrinden korur.

4-      Dünyadan ayrılmadan evvel korktuklarından emin olur.

Çünkü Alah azze ve celle şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin! der­ler.”

Hâlid b. Ma’dân (rahimehullâh) anlatıyor: Tövbe edenler cennete girdikleri zaman,

–         Rabbimiz bize cennete girmeden önce cehenneme uğratılacağımızı söy­lememiş miydi? diye aralannda konuşurlar. Bu sırada onlara seslenilir:

–         Siz cehenneme götürüldünüz ancak vardığınızda ateşi söndürülmüştü.

Hasan-l Basrî (rahimehullâh) rivayet ediyor: “Resûlullah (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) zina eden bir kadını recmetmiş, ardından cenaze namazını kıldırmıştı. Saha­belerden bazıları,

–         Ey Alah’m Resûlü! Önce recmettiniz, sonra da namazını kıldırdınız? Bu­nun sebebi nedir? diye sordular. Resûlullah (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) şöyle bu­yurdular:

 

– O, öylesine gerçek ve samimi bir tövbe ile tövbe etti ki, aynı günahı yetmiş defa işlemiş olsaydı Allah (celle celâiüh) onun tövbesini yine kabul ederdi.”

Yani o kadının tövbesi hakikî bir tövbe idi. Tövbe hakikî olduğu zaman ka­bul görür; işlenen günah ne kadar büyük olursa olsun.

 

[1] Hâlid b. Ma’dân b. Ebî Kerb. Sika tabiîndendir. İbadet ve taat ehli olmakla meşhur­dur. Yemen asıllıdır. Daha sonraları Humus ve Şam’da ikamet etmiştir. Hicrî 104 se­nesinde vefat etmiştir.