Şuayb Peygamberin İhtiyarlığı

By | 9 Mart 2015

suayb-peygamberin-ihtiyarligi   Medyen ve Eyke halkının üzerlerine inen Allah’ın azabı, onları Hûd, Salih ve Nuh Peygamberlerin kavimlerinin akıbetine uğratmış, hepsini yok etmişti. Kuran buyurur ki:
«Hangi bir ülkeye bir peygamber gönderdiysek, onun halkını yalvarıp yakarmağa sevk için sıkıntıya, felâkete uğratırız. Sonra bu sıkıntıyı iyiliğe çeviririz. Onlar bu sefer tekrar azarlar: “Zaten bizim atalarımız da sıkıntıya, iyiliğe uğramıştı” derler. Biz de onları hiç farkında olmadıkları bir zamanda yakalarız. Ülkenin halkı iman edip sakınmış olsalardı gökten, yerden bereketler yağdırırdık. Fakat onlar Hakkı inkâr ettiler. Biz de onlara yapıp kazandıklarının cezasını verdik. Ülke halkı azabımızın geceleyin uykuda iken gelmesinden mi emin oluyorlar? Yoksa yurt halkı azabımızın gündüzün, kendileri eğlenceye dalmışken gelmesinden mi eminler? Ülkenin halkı Allah’ın tedbirine karşı da kendilerini güvenli buluyorlar. Allah’ın tedbirinden ancak hüsrana uğrayanlar emin olabilir!»

Şuayb Peygamber, halkının İlâhi cezaya uğramasını gördükten sonra daha nice yıllar yaşadı. Yüce Allah onun rızkını arttırdı, bollaştırdı. Varlıklı bir kulu yaptı. Sığır ve koyun sürüleri arttı. Koyunları bol bol kuzuladı. Onların çobanı olur, güder, otlatır, sulardı.
Hz. Şuayb’m bir oğlu dünyaya gelmemişti. İki kız çocuğu olmuştu. İhtiyarlığında sürülerini güdemez bir hale gelince kızları bu vazifeyi omuzlarına aldılar. Koyun ve kuzuları artık iki kızı güder oldu.

Erkek çobanlar sürülerini suladıktan sonra bu iffetli kızlar pınara sürülerini getirir, sularlar, erkeklerle yârenlikten kaçınırlardı.