Şeytanın Düğümünün Gece İbadetleriyle Çözülmesi

By | 28 Ekim 2014

seytanin-dugumunun-gece-ibadetleriyle-cozulmesi• Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Sizden biri uyuduğu zaman şeytan onun kafasının arka tarafına üç düğüm atar ve her düğümü attıkça: ‘Önünde uzun bir gece var, haydi uyu!’ der. Kişi uyanıp Allah’ı zikrederse bu düğümlerden biri çözülür. Kalkıp abdest alırsa İkincisi, namaz kıldığında da üçüncüsü çözülür. Böylece o kişi dinç ve huzurlu bir şekilde sabaha kavuşur. Aksi halde uyuşuk, tembel ve huzursuz bir halde sabahlar.”

• Semure İbn Cündeb’in naklettiğine göre Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem- bir rüya ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

“Başı taşla yarılan kimse Kur’ân’ı öğrenecek, fakat onu (ezberleyip korumayı ve onunla amel etmeyi) terk edecek. Ayrıca farz namazları da uykudan kalkmadığı için bırakacak.”

Açıklama:

Hadiste geçen “sizden biri” ifadesi muhatapların veya aynı özellikleri taşıyan kişilerin tamamını kapsamına alan genel bir ifadedir. Fakat peygamberler, haklarında “Şüphesiz benim has kullarım üzerinde senin hiçbir gücün ve etkin olamaz” buyrulan kimseler ve uyumadan önce Âyete’l-kürsî’yi okuyanlar şeytandan muhafaza edildiklerinden dolayı böyle bir durum onlar için söz konusu olamaz.

Şeytan “önünde uzun bir gece var” derken maksadı daha vakit var, birazdan kalkarsın gibi düşüncelerle kişiyi gece ibadetine kalkmaktan engellemek ve oyalamaktır.

Şeytanın attığı düğümle ilgili olarak farklı yorumlar yapılmıştır. Bu yorumlardan birine göre söz konusu olan gerçek anlamda bir düğümdür. Tıpkı büyücülerin büyülemek istedikleri kişi için düğüm atmalarına benzer. Böyle büyü işleriyle uğraşanların çoğu kadındır. Bunlar ellerine bir ip alırlar ve bir takım büyülü sözler söyleyerek bu ipe düğüm atarlar. Böylece büyü sonunda büyülenen kişi etkilenir. Zaten bu yüzden Felak sûresinde düğümlere üfürenlerin şerrinden Allah’a sığınılmıştır. Buna göre düğümlenen kafanın bizzat arka tarafı değildir; düğüm kafanın arka tarafında bir şey üzerine atılır.

Düğümlerin tamamının çözülmesi hadisten anlaşıldığı kadarıyla özellikle namazın kılınmasıyla gerçekleşir. Bir yere oturup yerleştirerek, kaba etleri yere iyice yapışmış şekilde uyumak örneğinde olduğu gibi, abdest bozulmayacak şekilde uyumak ve yeniden abdest almaya ihtiyaç duymamak hakkındaki hüküm de böyledir. Buna göre bir kimse bu şekilde uyuduktan sonra uyanıp Allah’ı zikretmeden veya abdest almadan namaz kılsa onun için atılan düğümlerin tamamı çözülür. Çünkü namaz kılmak için abdestli olmak şart olduğu gibi, namaz zikri de kapsamına alan bir ibadettir. Bu durumda Resûlullah’ın -sallallâhu aleyhi vesellem- “Namaz kıldığında düğümlerin tamamı çözülür” şeklindeki buyruğu şu anlamlara gelir:

1. Burada kasdedilen abdest alması gerekmeyen kişi ise, gerçekten de sadece namaz kılmakla şeytanın attığı düğümlerin tamamı çözülür.

2. Eğer kasdedilen abdest alması gereken kişi ise, bu durumda Hz. Peygamber’in -sallallâhu aleyhi vesellem- söylediği şeylerin her biri yapıldıkça bir düğüm çözülür veya yapılan son ibadetle tamamı çözülmüş olur.

Kişi bu hayırlı amelleri yapmazsa uyuşuk, tembel ve huzursuz bir şekilde sabaha çıkar. İbn Abdilberr bu konuyla ilgili olarak şöyle demiştir: “Hz. Peygamber’in -sallallâhu aleyhi vesellem- bu yergisi gece hiç kalkmayan ve namaz kılmayanlar hakkındadır. Fakat farz namazlara veya gece ibadetine hiç bırakmadan devam edenler uykusuzluğa yenik düşüp uykuya dalacak olurlarsa, hadislerde de belirtildiği gibi, Allah Teâlâ onlara namaz kılmış gibi sevap yazar ve uykuları da onlara Allah tarafından lütfedilen bir sadaka olur.”