1- Şevval ayının ilk gecesi (Ramazan Bayramı gecesi) on rekat namaz kılınır. Her rekatta bir FATİHA SURESİ İle on İHLAS SURESİ okunur. Rükuda teşbihlerden sonra on defa (Sübhânallâhi velhamdü lillâhi velâ ilahe illallâhü vallâhü ekber) okunur. Namaz bittikten sonra Allahü Teâlâ’ya (Celle Celâlühü) bin defa istiğfarda bulunulur. İstiğfar bitince secde edilir ve secdede şu dua okunur: “Ey Allah! Ey Rahman! Ey Rahim! Ey hep diri olan! Ey kendi nefsiyle kaim olup hiçbir şeye muhtaç olmayan! Ey Celal ve İkram sahibi! Günahlarımı bana bağışla, orucumu kabul buyur, namazımı da kabul buyur.” Bu duadan sonra Allahü Teâlâ’dan (Celle Celâlühü) hacetinin yerine getirilmesi istenilir.
Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki: “Beni gönderen Allah (Celle Celâlühü) hakkı için, kim bu namazı kılarsa başını secdeden kaldırmadan Allahü Teâlâ (Celle Celâlühü) o kişinin bütün günahlarını affeder, orucunu ve namazını da kabul eder.”
2- Şevval ayının birinci gününde (Ramazan Bayramı gününde) bayram namazından sonra dört rekat namaz kılınır. Birinci rekatında bir FATİHA SURESİ ile bir A’LA SURESİ, ikinci rekatta bir FATİHA SURESİ ile bir ŞEMS SURESİ, üçüncü rekatta bir FATİHA SURESİ ile bir DUHA SURESİ, dördüncü rekatta da bir FATİHA SURESİ ile yedi İHLAS SURESİ okunur. Bayram namazından sonra da şu teşbih dört yüz kere okunur:
(Lâ ilahe illallâhü vahdehü lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyî ve yumît ve hüve hayyun lâ yemût, biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr)
Namazdan sonra da üç yüz kere (Sübhânallâhi ve bihamdihî) denir. Ve sevabı bütün Müslümanlar’a hediye edilir.
3- Hazreti Enes’den (Radıyallâhü Anh) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlardır: “Şevval ayında gece veya gündüz sekiz rekat namaz kılan ve her rekatında bir FATİHA SURESİ ile yirmi beş defa İHLAS SURESİ okuyan, namaz bittikten sonra da yetmiş defa teşbih ve yetmiş defa Peygamber Efendimiz’e (Sallallâhü Aleyhi ve Sellern) salavat getiren kimse için şunu vaat ediyorum: Nefsim kudret elinde olan Allah’a (Celle Celâlühü) yemin ederim ki herhangi bir kul bu namazı kılarsa, mutlaka Allahü Teâlâ (Celle Celâlühü) o kulun kalbine hikmet pınarları akıtır da dili bu hikmetleri konuşur. (Allahü Teâlâ (Celle Celâlühü) onun dilini hikmetlerle konuşturur. Hem dünyayı, hem de onun davasını ona gösterip öğretir. Beni hak ve hakikatle gönderen Allah’a (CelleCelâlühü) yemin ederim ki, bu namazı tarif ettiğim şekilde kılan kimse en son secdeden başını kaldırmadan Allahü Teâlâ (Celle Celâlühü) kendisini mağfiret eder. Bu vaziyette iken ölürse, bağışlanmış bir şehid olarak ölmüş olur. Herhangi bir kul bu namazı yolculukta kılarsa, mutlaka Allahü Teâlâ (Celle Celâlühü) o kimsenin gidişini ve dönüşünü kolaylaştırır ve onu arzu ettiği yere rahatlıkla ulaştırır. Borçlu bulunuyorsa Allahü Teâlâ (Celle Celâlühü) onun borcunu karşılar (ödeme imkânları hazırlar). Bir ihtiyacı varsa Allahü Teâlâ (Celle Celâlühü) onu yerine getirir. Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a (Celle Celâlühü) yemin ederim ki, herhangi bir kul bu namazı kılacak olursa, Allahü Teâlâ (Celle Celâlühü) onun her harfine bedel cennette bağ ve bahçeler verir ki bir süvari (atlı) o bahçelerin bir ağacının gölgesinde yüz sene gider de yine onu bitiremez.”