Sadaka Vermenin Önemi

By | 10 Kasım 2014

sadaka-i-fitir-hakkinda-sorularEbu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Bir kimse, helal kazancından sadaka verirse, Rahman olan Allah bunu sağıyla/canı gönülden kabul eder. Zaten Allah sadece temiz (kazançtan) baş¬kasını kabul etmez. Eğer bu verdiği sadaka bir hurma tanesi kadar olsa bile Rahman, sizin tayı veya deve yavrusunu büyüttüğünüz gibi bunu katma alıp büyük bir dağ olana kadar büyütür.”
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Kim helal kazancından bir tek hurma değerinde bir şey sadaka verirseki Allah’a helal olandan başkası yükselmez- şüphesiz Allah onu sağ eliyle kabul eder. Sonra o bir tek hurma kadar sadakayı, dağ gibi oluncaya kadar, sizden birisinin tayını büyüttüğü gibi sadaka sahibi için de öyle büyütür.”
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Duruma göre bir dirhem, yüz bin dirhemden daha değerli olur’ buyurdu. Sahabiler:
– ‘(Bu,) nasıl olur?’ diye sordular. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘İki dirhemi olan bir adam, bu iki dirheminden birini sadaka veriyor ve diğer bir adam da malının başına gidip ondan yüz bin dirhemini alarak onu sadaka veriyor’ buyurdu.”
Hadisten anlaşıldığına göre; sadakanın değeri, çokluğuna veya azlığına göre değil, verenin durumuna göre değişmektedir. İki dirhemi olan, birini verdiği takdirde malının yarısını ve en iyisini vermiş olur, mükafatı da tabiki buna göredir. Fazla serveti olan ise sadece mutad olanı vermektedir.
Enes b. Mâlik (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Sadaka vermek; Rabbinin, (isyan edenlere karşı) gazabını dindirir ve kötü ölümü de engeller.”
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
– ‘Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir gün sadaka verilmesini emretti. Bunun üzerine bir adam:
– ‘Ey Allah’ın Rasulü! Yanımda bir dirhem gümüş var’ dedi. Rasulullah
ı sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Onu kendine harca’ buyurdu. Adam:
– ‘Yanımda bir dirhem gümüş daha var’ dedi. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sel¬lem):
– ‘Onu da çocuğuna harca’ buyurdu. Adam:
– ‘Yanımda bir dirhem (gümüş) daha var’ dedi. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sel¬lem):
– ‘Onu da hanımına harca’ buyurdu. Adam:
– ‘Yanımda bir dirhem (gümüş) daha var’ dedi. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Onu da hizmetçine harca’ buyurdu. Adam:
– ‘Yanımda bir dirhem (gümüş) daha var’ dedi.Bunun üzerine Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):

– ‘Artık sen durumunu daha iyi bilirsin’ buyurdu.”

Adiyy b. Hâtim (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken işittim:Sizden her kim yarım hurmayla bile olsa (sadaka vermek suretiyle) cehennemden korunabilecekse hemen bunu yapsın.”
İslam dininde imandan sonra ilk akla gelen iki rükünden birincisi, namaz; İkincisi de zekattır. Kur’an, “Namaz kılın” derken, ardından da “Zekatı verin” diye emreder.Zekatın namazla aynı doğrultuda emredilmesi, İslam dininin, sadece ahiret hayatı ve ibadetle meşgul olan bir din olmayıp bir medeniyet dini olduğunun, dünya hayatını ahiret hayatından, ahiret hayatını da dünya hayatından ayırmayan, ikisini bir mütalaa eden bir hayat ve devlet dinidir.Zekat vermek suretiyle, hem maddi ve hem de dünyevi hayatımız düzenlenecektir. Zekatla; zenginin malı günahtan, ruhu cimrilikten temizlendiği gibi, fakirin de gönlü zengine ve dünyaya karşı kinden temizlenmiş olur. Böylece toplumun iki zümresi, sulha kavuşmuş olur. Dolayısıyla da bir müslümanın, az da olsa, bir hurmanın yarısı kadar bile sadaka vermesi, kendini cehennemden korumasını sağlar.