Riyakârların Ahiretteki Durumları

By | 18 Ağustos 2014

hac-umre-seti

 

İslamiyette CehennemFakih Ebü’l-Leys (rahimehullâh) der ki: Güvenilir kimselerin bize senetleriyle birlikte Cebele el-Yahsubî’den naklettikleri bir hadise şöyledir: Cebele el- Yahsubî anlatıyor:

Abdülmelik b. Mervân’m komutasında bir savaşa katılmıştık. Çok az uyu­duğunu fark ettiğimiz bir adam da bize katılmıştı. Günlerce yanımızda kaldı, fakat onun kim olduğunu bilemedik. Sonradan onun Resûlullah’m (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) ashabından biri olduğunu fark ettik. O bize şu hadisi anlattı: “Müslümanlardan biri Resûlullah’a (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) gelip,

–         Ey Allah’ın Resûlü! Yarın mahşer günü kurtuluşumuz nasıl olur? diye sordu. Resûlullah (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem),

–         Allah’ı aldatmamakla! diye cevap verdi. Adam,

–         Bizler Allah’ı nasıl aldatabiliriz ki? diye sorunca Nebî (sallallâhu ‘aleyhi ve sel­lem) şöyle anlattılar:

–         Allah’ın sana emrettiği şekilde amel edersin, fakat O’nun rızasından başka şeyler ararsın.

Riyadan sakının; çünkü o bir tür şirktir. Riyakâr yarın kıyamet günü bütün insanların gözü önünde, ‘•Ey kâfir! »Ey facir! •Ey sözünde durmaz hain! •Ey şaşkın!’ şeklinde dört isimle çağırılır. O zaman ameli ve onun ecri; her ikisi de boşa çıkmıştır. ‘Bu gün sana iyilikten ve hayırdan hisse yoktur. Ey hilekâr! Git, kimin için amel ettiysen sevabını ondan iste.’denilir. Ben o sahabiye,

–         Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah adına yemin et, doğru söyle! Sen bu hadisi Resûlullah’tan (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) işittin mi? dedim.

–         Allah adına yemin ederim ki, ben bu anlattıklarımı Resûlullah’tan (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) işittim. Fakat kasten yapmadığım ufak tefek unuttuğum yerler olabilir, dedi. Peşinden, “Münafıklar (akıllarınca) Allah’a oyun oynamak is­terler. Hâlbuki Allah, onların oyunlarını başlarına geçirendir.”(Nisâ 4/142) ayetini okudu.”

Fakih Ebü’l-Leys (rahimehullâh) der ki: Ahirette amelinin karşılığını bulmak isteyen kimse, amelini riyasız, sırf Allah rızası içir yapmalıdır. Sonra da kibir,

ucub gibi kötü hastalıklarla amelini öldürülmemek için bu amel unutmalıdır Hani bir söz vardır: “Yapılan ibadeti korumak onu yapmaktan daha zor dur’1 işte bu da o kabildendir.