Riya Endişesi ve Ameli Korumak

By | 18 Eylül 2014

hasema

 

Kenzül Arş DuasıEnes b. Mâlik’in (radıyallâhu ‘anh) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resûl-i E rem (sallallâhu ‘aleyhi vesellem) buyurdular ki:

Ebû Bekir el-Vâsitî (rahimehullâh) der ki: “Ameli korumak onu yapmaktar çok daha zordur. Çünkü o, çok çabuk kırılabilen bir cam eşya gibidir. Zorla maya gelmez. Ona riya, ucub, kibir gibi kötü hastalıklar dokunursa hemer kırılır. Kişi bir amel yapmayı ister, fakat riya edeceğinden korkarsa; o zamar kalbinden bu riyayı çıkarmaya çalışmalıdır. Başaramıyorsa ameline devan etmelidir. Çünkü riya yapacağım korkusuyla ameli terk etmek olmaz. Ame lini yapar sonra riyasından ötürü Allah’a istiğfar eder. Ne malûm, belki Alla! (celle celâiüh) ona başka bir amelinde ihlâsı tattıracaktır!”

Anlatılan bir darb-ı mesel şöyledir:

Riyakârların ölümüyle dünya viran olur. Her ne kadar amellerinde riyakâ da olsalar hayırlı işler de yaparlar. Tekke, köprü, mescid yapımı gibi. Bununl; birlikte müslümanlar onların yaptıkları bu hayır eserlerinden istifade edeı ler. Her ne kadar bunları riya için yapsalar da çoğu kere müslümanlarm dı alan onlara fayda verir. Bu hususta anlatılan bir hikâye şöyledir:

“Eskilerden biri, bir tekke inşa eder. Sonra kendi kendine, “Acaba bu yaptığım Allah için oldu mu, olmadı mı?” diye düşünmeye başlar. Bu zat bir geo rüyasında birini görür. Kendisine şöyle söylemiştir:

– Amelin her ne kadar Allah için olmadıysa da, müslümanlarm sana yaptığı dualar Allah içindir.

Adam bunu öğrenince gerçekten çok sevinir.”

Adamın biri Huzeyfe b. el-Yemân’ın yanında, “Allahım! Münafıkları hela et” diye beddua eder. Huzeyfe ona şöyle der:

“Şayet onlar helâk olsa sizler düşmanlarınızın karşısında duramaz, onlar meydan okuyamazdınız. Yani onlar her ne kadar riyakâr da olsalar, güçle rini ve cesaretlerini göstermek namına düşmanın karşısına çıkar ve onlarl savaşırlar.”

Selmân-ı Fârisî (radıyallâhu ‘anh) der ki: “Allah, münafiklann güçleriyle mümin­leri destekler. Müminlerin dualarıyla da münafıklara yardımda bulunur.”

Fakih Ebü’l-Leys (rahimehullâh) der ki: Bazı zatlar farz ibadetlerde riyanın olup olmayacağı hususunda farklı görüşler belirtmişlerdir. Bazılarına göre, farz ibadetlerde riya düşünülemez; zira farzlar herkesin yapmakla yükümlü olduğu ibadetlerdir. Kişi üzerine farz olan bir ibadeti eda ettiğinde ona riya girmez, demiştir. Bazıları da, riyanın farz olmayan ibadetlere bulaştığı gibi farz ibadetlere de karışabileceğim söylemişlerdir.”

Ben derim ki: Kanaatime göre bu husus ikiye ayrılır: Şöyle ki: Kişi farz olan ibadetleri, insanların kendisini gördüğü yerde yapıyor, görmediği yerde yap­mıyorsa, bu kişi tam bir münafıktır. O kişi, Allah Teâlâ’nm, “Şüpheyok ki mü­nafıklar, cehennemin en alt kısmmdadırlar” (Nisâ 4/145) diye nitelendirdiği zümredendir. Yani onlar Firavun’a uyanlarla birlikte cehennemin Haviye diye bilinen çukurunda olacaklardır. Eğer bu kişinin tevhid inancı sağlam olsaydı, nerede olursa olsun farz ibadetleri yerine getirmekten geri durmazdı.

Şayet kişi insanların yanında farzlarını tam ve eksiksiz bir şekilde eda edi­yor, yalnız başına kaldığında da noksan yapıyorsa, elbette onun alacağı sevap da eksik ve noksan olacaktır. İnsanlann yanında gösteriş için yaptığı fazla­lıktan dolayı bir sevap alamaz. Ayrıca, gösteriş için yaptığı bu kısımdan do­layı mutlaka hesaba çekilecektir.

–          Ey Allah’ın Resûlü, bizim hiçbirimiz ölümden hoşlanmaz, dediler. Bunu üzerine Resûlullah (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular:”Kim Allah’a kavuşmayı severse Allah da ona kavuşmayı sever; kim d Allah’a kavuşmaktan hoşlanmazsa Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz. B nun üzerine Sahâbe-i kirâm,

–          Bu, ölümden hoşlanmamaktan değildir. Şöyle ki, mümin ölüm döşeğin düşüp de vakti geldiği zaman Allah tarafından müjdeleyici bir melek, o m minin ruhunu yanındaki güzel amelleriyle alıp götürmek için gelir. İşte ozaman mümin için Allah’a kavuşmaktan daha güzel bir şey yoktur. Allah da kuluna kavuşmayı sever.

Kâfir ölüm döşeğine düşüp de vakti geldiği zaman Allah tarafında korkutucu bir melek onun ruhunu almaya gelir. Fakat kâfir kötü amellı rinden dolayı Allah’a kavuşmayı istemez. Allah da ona kavuşmaktan dolayı hoşlanmaz.”