Riyanın Belirtileri

By | 18 Eylül 2014

pardesu

 

Yuvada Saadete Nasıl ErişilirAli b. Ebû Tâlib (radıyallâhu ‘anh) der ki:

“Riyakârın dört belirtisi vardır:

1-       Tek başına olduğunda amellerinde tembel ve gevşek davranır.

2-       Halk arasında olunca amellere karşı şevki ve neşesi artar.

3-       Övülünce amelini artınr.

4-       Kötülenince azaltır.”

Şakîk b. İbrahim’den (rahimehullâh) rivayet edildiğine göre; o demiştir ki:

“Üç şey kişinin amelde ihlas sahibi olmasını sağlar:

1-      Ameli yapabilmenin Allah’ın iznine bağlı olduğunu bilmek. Bu, kişiyi kendisini beğenme kötülüğünden kurtarır.

2-      Amele Allah rızası gözeterek başlamak. Bu da, nefsani arzularının kı­rılmasını sağlar.

3-      Yapılan amelin karşılığını Allah’tan beklemek. Bu ise, riya ve dünyalık arzusunun kırılmasını temin eder.

İşte bu üç haslet, amelin ihlâslı olmasını ve korunmasını sağlar.”

“Amelde başarının Allah’ın izniyle olduğunu bilmek” şu manaya gelir: Kişi bilir ki, kendisini bu ameli yapmaya muvaffak kılan Allah’tır (celle celâiüh). Bunu bilen kişi şükür ile meşgul olur; ameliyle böbürlenmez.

“Allah rızası gözeterek başlamak” ise şu manaya gelir: Kişi ameline ba­kar; eğer Allah’ın hoşnut olacağı bir iş ise yapar; yok değilse yapmaz. Böy­lelikle ameline nefsini karıştırmamış olur. Nitekim Allah (celle celâiüh) bu hu­susta şöyle buyurur:

*jjjL SjljaN JluLdl

“Muhakkak nefis, aşırı derecede kötülüğü emredicidir.”(Yûsuf 12/53)

“Yapılan amelin karşılığını Allah’tan beklemek” de şu manaya gelir: Kişi amelini halisane bir şekilde, sadece Allah nzası için yapar. İnsanların ne söy­lediği onun için önemli değildir.

Hikmet ehli bir zatın anlattığı gibi:

“Kişi amel ederken koyun çobanının ahlâkıyla ve edebiyle edeplenmelidir.” “Bu nasıl oluyor?” diye soran birine de şöyle cevap vermiştir:

“Çünkü çoban, koyunlarının yanında namaz kıldığı zaman onların övgü­sünü beklemeden namazını kılar.”

İşte insan devamlı bu hal üzerine olmalıdır. Kendisine bakanlara aldırış etmemeli, yalnız da olsa insanlarla beraber de olsa tek bir niyetle amel et­melidir. O da Allah rızası…

Hikmet ehli bir zat demiştir ki: “Bir amelin sağ salim tamamlanabilmesi için şu dört özelliğin bulunması gerekir:

1-      Evvelinde ilim. Çünkü ilimsiz amel düzgün olmaz. İlimsiz yapılan ame­lin zararı faydasından çok olur.

2-      Başında niyet Niyet de öyledir: Niyetsiz amel makbul olmaz. Resûlullah’m da (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) buyurduğu gibi:

“Ameller niyetlerle geçerli olur. Herkes için niyetinin karşılığı vardır.”16 Oruç, namaz, hac, zekât vesaire tüm ameller ancak niyet edilerek sahih olur. O halde her amelin başında niyet edilmelidir.

3-      Ortasında sabır. Sabır kişinin amelini sükûn ve kalp huzuruyla tamam­layabilmesi için çok mühimdir.

4-      Sonunda da ihlâs. Çünkü ameller ihlâssız makbul olmaz. İhlâs ile amel ettiğin zaman Allah (celle celâiüh) onu kabul buyurur ve kullarının muhabbe­tini de sana çevirir.”

Herim b Hayyân der ki: “Kul kalbi ile Allah’a yöneldiği zaman Allah da iman ehlinin kalbini ona yöneltir. Böylelikle kullarının sevgisini ve muhab­betini ona yönlendirir.”

Ebû Hüreyre (radıyallâhu ‘anh) rivayet ediyor: Nebî (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular:

“Allah Teâlâ bir kulunu sevdiği zaman Cebrâil’e der ki:

–        Ben falan kulu seviyorum; onu sen de sev… Cebrail o kulu sever. Sonra se- mavat ehline,

–        Rabbiniz falanca kulu seviyor; siz de sevin! diye seslenir. Bunun üzerine bü­tün semavatehli onu sevmeye başlar. Daha sonra bu sevgi yeryüzü ehlinin kal­bine de konulur ve onlar da sevmeye başlar. Allah(celle celâiüh) bir kuluna buğ- zettiği zaman ise bunun tam tersi olur…”

15    Herim b. Hayyân el-Abdî el-Ezdî. Abdülkays Oğullan kabilesindendir. Fetihlerde Kays kabilesine komutanlık yapmıştır ve tâbiindendir. Hz. Ömer ve Osman radıyallâhu ‘anh zamanlarında birçok fetihlere katılmıştır.

Şakîk-i Belhî (rahimehullâh) hakkında anlatılan bir kıssa şöyledir: Bir gün adamın biri Şakîk’e gelerek,

–         İnsanlar bana ‘salih’ deyip duruyorlar. Peki, ben gerçekten, onlann de­diği gibi salih biri olup olmadığımı nasıl anlayabilirim? diye sorar. Şakîk ona der ki:

–         Salihlerin yanında sırrını, iç âlemini onlara aç. Eğer bundan hoşnut olur­larsa, bil ki salih birisin. Aksi olursa salih biri değilsin.

İkincisi, kalbine dünyayı arz et; eğer onu reddederse bil ki salihlerdensin, reddetmezse salihlerden değilsin.

Üçüncüsü, nefsine ölümü arz et, eğer onu temenni ederse, anla ki, salih­lerdensin, eğer yüz çevirirse salihlerden değilsin. Bunların üçü de kalbinde bir araya geldiği zaman Rabbine, kalbine riya girmemesi için yalvar-yakar. Yoksa riya, bütün amelini bitirir.”