Peygamber Efendimizin Dedelerinden Lüey

By | 10 Nisan 2014

Peygamber Efendimizin Dedelerinden Lüeyy

Peygamber Efendimizin Dedelerinden Lüeyy‘in künyesi Ebû Kâ’b olan bu zâtın yedi oğlu olmuştur.

Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’in gön­derilişini müjdeleyen cinnîlerin özel olarak Peygamber Efendimizin Dedelerinden Lüeyy‘in adını anmaları da dikkat çekicidir.

Peygamber Efendimizin Dedelerinden Lüeyy‘le ilgili bize bu konuda nakledilenler şu şekildedir;

Nitekim Sevâd İbni Kârib (Radıyallâhu Anh)a görünen cinnî ona:

“Ey Sevâd ibni Karib! Kalk, aklın varsa anla ki Lüeyy ibni Gâlib’den bir Rasül geldi ki o, Allâh’a ve ibadetine çağırmaktadır” demiş, sonra bu mânâda şiirler söylemiş, bu üç kere tekrarlanınca Sevâd ibni Kârib (Radıyallâhu Anh) Mekke yolunu tutmuş fakat Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in Medine’ye hicret ettiğini öğ­renince Medine’ye gelerek Müslüman olmuş ve bu konuda çok fasih beyitler inşâd etmiştir.

Onun Müslüman olmasından dolayı Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ve ashâbı Sevince boğulmuştur. Daha sonra bu kıssayı kendisin­den dinleyen Ömer ibni Hattâb (Radıyallâhu Anh) dayanamayıp onun boynuna sarılarak kendisini tebrik etmiştir. (Ebıı Nu’aym, ed-Delâil, no:62, 1/111114; İbni Abdi’I-Berr, el-İstî’âb, no: 1109, 2/674; Hâkim, elMiistedrek, 3/704-706; Beyhaki, ed-Delâil, 2/243; Takiyyüddîn el-Makrîzî, İmtâ ’u ’l-esmâ4/3-5)

Sevâd ibni Kârib (Radıyallâhu Anh) bu konuda:

“Biraz uyumuştum ki, bana görüştüğüm cin geldi,

Ben onunla ilgili okuduklarımda asla yalancı olmadım.

Üç gece ardarda gelip her gece dedi ki, ‘Sana Lüeyy ibni Gâlib ’den bir Rasûl geldi ’

Ben de peştemalımın paçasını sıvadım ve yola çıktım,

Güçlü kuvvetli atım beni uzunca arâzilerde dolaştırdı.

Şimdi şâhitlik ediyorum ki, Allâh ’tan başka Rabb yoktur,

Sen de ğâipten verdiğin her haberde güvenilir birisin.

Şüphesiz sen vesile olarak gönderilenlerin en yakınısın,

Ey tertemiz değerli babaların oğlu!

Allâh katında böylesin.

Ey yürüyenlerin en hayırlısı!

Sana ne geldiyse bize emret, isterse onlarda saç örgülerimizi ağartacak zor şeyler olsun.

Bana şefaatçi ol o günde ki, senden başka, Hiçbir şefaat sahibi Sevâd ibni Kârib ’i kurtaramaz. ”

şeklinde çok fasih beyitler inşad etmiştir. (Takiyyüddîn el-Makrîzî, İmlâ ‘u ’l-esmâ4/3-5)