Peygamber Efendimizin Dedelerinden Adnan

By | 21 Nisan 2014

Peygamber Efendimizin dedelerinden AdnanPeygamber Efendimizin dedelerinden Adnan’ın îsâ (Aleyhisselâm) zamanında ol­duğu söylense de sahih olan görüşe göre Mûsâ (Aleyhisselâm) zamanında yaşamıştır.

Nitekim “Taberânî”de Ebû Ümâme (RadıyallâhuAnh) rivâyetiyle geçen:

“Adnan oğlu Me’add’in çocukları kırk kişiye ulaştığı zaman Mûsâ Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem’in ordusuna rastlayıp onları yağ­maladılar.

O zaman ‘Imrân oğlu Mûsâ Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem:

‘Yâ Rabbi! Bu Me’add Oğulları askeri­mi yağmaladılar’ diye onlara beddua etmeye kalkınca Allâh-u Te’âlâ ona:

‘Ey ‘Imrân oğlu Mûsâ! Onlara beddua etmeyin, çünkü kâfirleri korkutan ve (inanan­lara) Benim cennetimi müjdeleyen Nebiyy-i Ümmî onlardan gelecektir’ buyurdu” hadîs-i şerîfı bu görüşü teyid etmektedir. (Taberânî, elMu’cemu’l-Kebîr, no:7629, 8/140; Muhammed el-Bintenî, Medâricu ’s-su ‘ûd ile ’ktisâi 1-bürûd, sh:8)

Neseb-i Şerifin  Peygamber Efendimizin dedelerinden Adnan İsimli Cedde Kadar Sabit Olduğu Metn-i Şerîf

İşte bu, kıymetli mücevherlerini sünnet-i seniyyenin (sahih hadislerin) parmak uçlarının nazmetmiş olduğu bir neseb silsilesidir.

Bunu (soy ağacını) İbrâhîm Aleyhisselâm’a ulaştırmak, şeriat sahibinin geri durdu­ğu bir husustur.

 

Peygamber Efendimizin dedelerinden Adnan’ın nesebinin, Allâh tarafından kurban edilmesi emredilen Ismâ’îl (Aleyhisselâm) a nisbeti ve ona ulaştırılması neseb ilimcileri nezdinde şeksiz şüphesiz olarak sabittir.

Şerh ve îzah

İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)âan rivâyete göre:

“Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ken­di neseb-i şerifini sayarken Me’add ibni Adnan’dan ileriye geçmez, sonra durur ve iki ya da üç kere tekrar ederek:

“Soy bilimcileri (bilip bilmeden insanlara şecere çıkararak) yalan söylerler” buyururdu.

(ibni Sa’d, et-Tabakâtu’l-kiibrâ, 1/47; Süyûtî, elCâmi’u’l-Kebir, Harfu’l-kâf, no:587)