Peygamber Efendimiz,Çocuklarına Sabretmeyi Öğretirdi

By | 31 Mayıs 2015

peygamber-efendimizcocuklarina-sabretmeyi-ogretirdiTOMURCUĞUNUN TOMURCUĞUYDU. Fatıma’sının üçüncü çocuğuydu Muhsin. Küçük çocuk, hastalığın kollarına düşmüş çaresizce yatıyordu. Sararıp solmuş, gözleri canlılığını kaybetmişti.
Sevgili anne, yavrusunun baş uçunda umut arayışlarındaydı. Duyguları gözyaşlarıyla yol buluyordu dışarıya…
Dualarla el uzattı Rabbine.
Dualarını gözyaşlarını katık yaparak sundu Rabbine…
Dayanağı, teselli kaynağı babasına haber ulaştırdı. Gelmesini istedi. Peygamberimiz yavrusu için, yavrusunu teselli etmeye yanında dostları Muaz b. Cebel, Ubey b. Ka’b, Ubade b. Samit ile birlikte kızına gitti. Peygamberimiz, sevgili toru-nunu görünce, durumu hemen anladı.
Fatıma’sının ellerinden tuttu. Onu Sabir olan Zat’a götürdü.
“Allah’ın verdiği ve aldığı her şey Allah’a aittir. Her canlının bir ömrü vardır. Sabret! Mükafatını Allah’tan bekle.” dedi.
Sonra küçük Muhsin’i kucağına aldı. Küçük yavrucağın kalp atışları hızlanmıştı. Çocuğun ıstırabını gören Peygamberimizin şefkat pınarlarından damlalar aktı. Orada bulunan dostu Ubade sordu:
“Sen de mi ağlarsın ey Allah’ın Resulü?”
Şefkat ve sevgi peygamberi buyurdu:
“Allah ancak merhametli kullarına acır.”
Muhsin, annesi Fatıma’yı ağlatarak cennete uçtu.
Sevgili Peygamberimiz, sevgili kızını yalnız bırakmadı. Gözyaşlarını sildi. Teselli etti.
Peygamberimizin sevgili tomurcuğu Fatıma’sı çile dolu bir hayata sahipti. Peygamberimiz, kızının bu çileli hayatının her safhasında ona destek oldu. Onu sabra alıştırdı. Onun her acısına sabırla destek oldu.
O, çocuklarının çile dolu hayatlarına güçlü bir duruşla duran, onlara, Allah’ın güçlü manasında olan Kavi ismiyle yönelen bir Babaydı (a.s.m.)…