Ölünün Arkasından Okunan Kur’ân Ona Ulaşır mı?

By | 6 Şubat 2015

olunun-arkasindan-okunan-kuran-ona-ulasir-mi   Vefat eden mü’mı’n için Kur’ân okumak, daha ruhunu teslim etme devri olan sekerât anında başlar. Çünkü o anda Kur’ân ona en büyük şifa kaynağıdır. Kur’ân-ı Kerim, mü’mine, ruhunu teslim edeceği anda okunabileceği gibi, kabrine defnedildikten, kabir âleminde beklemeye başlamasından sonra da okunur.
(peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir defasında üzgün bir şekilde kendisine gelen ve “Ya Resulallah! Annem ansızın vefat etti. Ben onun adına sadaka versem olur mu?” diyen sahabisine, “Evet, verebilirsin” buyurur.Diğer taraftan Peygamber Efendimiz (a.s.m.) zaman zaman Bakî Mezarlığına giderek, uzun müddet orada kalır, mevtâlara dua ederdi. Bu ziyaretlerini bazen de geceleri yapardı.Peygamberimiz (a.s.m.) kabristana vardığı zaman önce orada yatanlara selâm verirdi. “Esselâmü aleyküm, ey bu diyarın mü’min ve Müslüman halkı! Biz de inşaallah sizlere kavuşacağız. Allah’tan kendimize ve sizlere âfiyet dileriz” derdi.2Mevtâya duada bulunur, tekrar dönerdi.Peygamberimiz (a.s.m.) bir duasında, “Allah’ım, dirimizi ve ölümüzü bağışla” buyurmuştu. Bir başka seferinde de mü’min bir mevtânın başında şöyle dua etmişti: “Allah’ım, bunu mağfiret eyle, merhamet buyur, afiyet ihsan et. Bunu affeyle, vardığı yerde ona ikramda bulun, mekânını genişlet.”
Bilindiği gibi duanın en güzeli Kur’ân lisanıyla yapılandır. Çünkü Kur’ân-ı Kerim aynı zamanda bir dua ve zikir kitabıdır. Onu kendimiz okuduğumuz, ruhumuzu ve kalbimizi aydınlattığımız, hata ve günahlarımıza şefaatçi kıldığımız gibi, onunla vefat etmiş bulunan mü’minleri de hatırlarız.Hatta vefat eden mü’min için Kur’ân okumak, daha ruhunu teslim etme devri olan sekerât anında başlar. Çünkü o anda Kur’ân ona en büyük şifa kaynağıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Ölüm döşeğinde olan hiçbir hasta yoktur ki, üzerinde Yâsin okunsun da Allah onun sekerâtım hafifletmesin” buyururlar.

Kur’ân-ı Kerim, mü’mine, ruhunu teslim edeceği anda okunabileceği gibi, kabrine defnedildikten, kabir âleminde beklemeye başlamasından sonra da okunur. Çünkü onun ruhuna okunup gönderilen Kur’ân nurları, varsa azabının hafiflemesine sebep olur. 2 Zaten bir Müslümamn ruhuna Kur’ân sevabı göndermekten daha güzel bir hediye düşünülebilir mi?Evet, Resulullah’ın (a.s.m.) güzide sahabileri ölülerinin ruhuna Kur’ân okumuşlar ve okunmasını da tavsiye etmişlerdir. Âlâ bin Leccâc vefatından önce oğluna şöyle vasiyette bulunuyordu:
“Beni kabrime koyacağınız ve tabutumu indireceğiniz zaman ‘Bismillâhi ve âlâ sünneti Resulullah (a.s.m.)’ deyin. Üzerimi toprakla örtün ve sonra başım ucunda Bakara Sûresinin başından ve sonundan okuyun. Çünkü Abdullah bin Ömer’in böyle bir hareketi hoş karşıladığını görmüştüm.”

Zaten kabir ehline Kur’ân okumayı bilhassa Yâsin Sûresini okumayı Peygamberimiz (a.s.m.) de tavsiye etmektedir. İmam Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde şu mealde bir hadis-i şerif vardır:
“Yâsin Kur’ân’ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah’tan âhiret saadeti isterse, Allah onu mağfiret eder. Yâsin’i ölülerinizin üzerine okuyun.”
Muhaddis İbni Adiy, Hz. Ebu Bekir’den (r.a.) şöyle bir hadis rivayet eder:
“Kim babasının veya annesinin veya bunlardan birisinin kabrini Cuma günü ziyaret ederek orada Yâsin Sûresini okursa, Allah kabir sahibine mağfiret eder.”
İslâm âlimleri, ölünün ruhuna Kur’ân okunduğu zaman peşinden bir dua ile bağışlanmasını tavsiye etmektedirler. Kur’ân sevabının ölünün ruhuna ulaşıp ulaşmayacağı hususunda İslâm müçtehitleri arasında bazı ihtilaflar varsa da, bir dua ile bağışlandığı takdirde ulaşacağı hususunda görüş birliği vardır. Bu hususta hem yukarıda zikrettiğimiz hadis-i şerifler, hem de şu mealdeki âyet-i kerime delil getirir:
“Ve onlardan sonra gelenler, ‘Ey Rabbimiz, bize ve bizden önceki iman kardeşlerimize mağfiret eyle’ derler.”