Nasihatte Ölçülü Olmanın Sünneti

By | 11 Şubat 2015

Nasihatte Ölçülü Olmanın SünnetiNasihatte Ölçülü Olmanın Sünneti

“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır.” (Nahl 125)

Ebu Vail Şakık ibni Seleme -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: İbni Mes’ud -Allah ondan razı olsun- bize perşembe günleri va’z ederdi. Adamın biri ona:

– Ey Abdurrahman, bize her gün va’z etmeni istiyoruz, deyince İbni Mes’ud:

– Sizi usandırmamak için her gün va’z etmiyorum. Ben Rasûlüllah sallallahu aleyhi vesellem’in bize usanç gelir endi­şesiyle ara ara va’z ettiği gibi ben de size vaazlarımı her gün değil de böylece haftada bir gün yapıyorum. (Buhari, İlim 11- 12)

Ebü’l Yekzân Ammar ibni Yasir -Allah ondan razı olsun-, Rasûlüllah sallallahu aleyhi vesellem’i şöyle buyururken din­ledim, dedi: “Namazı uzatmak hutbeyi kısaltmak kişinin dini iyi bilip anlayışlı olduğunu gösterir. O halde namazı uzunca kıldırıp hutbeyi kısa kesiniz.” (Müslim, Cuma 47)

Muaviye ibni Hakem es Sülemî -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir:

Rasûlüllah sallallahu aleyhi vesellem’le birlikte namaz kılarken cemaatten biri aksırdı. Ben de hemen “yerkhamukellah” dedim. Cemaat bana ters ters bakmaya başlayınca:

-Vay anası evlatsız kalasıcalar bana niçin öyle ters ters bakıyorsunuz? deyince elleriyle uyluklarına vurmaya başla­dılar. Onların beni susturmalarına karşılık sustum.

Anam babam Rasûlüllah sallallahu aleyhi vesellem’e feda olsun ne ondan önce ne de ondan sonra kendisinden daha iyi bir öğretici görmedim, beni ne azarladı ne sövdü ne de dövdü. Namazı kıldırıp bitirince de şöyle söyledi:

“Bu namazdır. Bunda dünya kelamının yeri yoktur. Çün­kü namazda Allah teşbih edilir, tekbir getirilir ve Kur’an oku­nur, dedi veya buna benzer bir şey söyledi.

Ben de: “Ya Rasûlallah ben cahiliyyeden ayrılıp yeni müslüman oldum, içimizde falcılara gidenler var,” dedim. Bana:

“Sen falcı (kahin)lara gitme”, buyurdu. Ben tekrar: “Ara­mızda uğursuzluğa inanan adamlar var” deyince de:

“Uğursuzluk kalbte uyanan bir duygudur, bu duygu on­ları işlerinden alıkoymasın (çünkü uğursuzluk ne fayda ve ne de zarar getirtebilir).” (Müslim, Mesacid 33) şöyle demiştir:

Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem gözleri yaşartan, kalpleri ürperten çok tesirli bir konuşma yaptı:

“Ey Allah’ın Rasulü! Bu nasihat sanki ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor, bizlere tavsiyede bulununuz,” dedik. Bunun üzerine:

“Allah’tan korkmanızı, başınızda Habeşli simsiyah bir köle bile olsa onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra içinizde hayatta kalanlar pek çok ihtilaflar gö­receklerdir. O zaman sizin yapacağınız benim sünnetim ve doğru yolda olan Hulefa-i Raşidin’in sünnetine sarılmaktır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış bidatlerden şiddetle sakınınız. Çünkü her bidat bir sapıklık­tır.” (Ebu Davud, Sünnet 5. Tirmizi, İlim 16)