Medine’yi Ziyaret

By | 25 Mart 2015

medineyi-ziyaretAllâh, kişiye sağlık verir de Medine’ye varırsa Mescid-i Nebevf ye gelmesi müstehabdır. Mescide girdiğinde şöyle dua etmelidir:
“Allahım! Hz. Muhammed’e ve soyundan gelenlere salât ü selâm eyle. Rahmetinin kapılarım bana aç. Azap kapılarını kapat. Alemlerin Rabbi olan Allâh’a hamd olsun.”

Sonra Hz. Muhammed’in kabrine vanr ve kabirle kıble arasında kabrin tam karşısında durur. Kıblenin duvarını arkasına alıp yüzünü kabre döner ve minberi de soluna alır. Minberin arkasında durarak şöyle der:

“Ey Allâh’ın elçisi! Allâh’m selâmı, rahmeti ve bereketleri Senin üzerine olsun.

Allâhım! Hz. İbrahim’e (a.s.) salât ettiğin gibi, Hz. Muhammed’e ve soyundan gelenlere de salât eyle. Sen bütün övgülere lâyık ve yüceler yücesisin.

Allâhım! Efendimiz Muhammed’e vesileyi, fazileti ve yüksek dereceyi ver. Onu, kendisine vaad ettiğin Makam-ı Mahmûd’u ver.
Allâhım! Ruhlar içinde Muhammed’in ruhuna, bedenler içinde Muhammed’in bedenine salât eyle. O ki Senin verdiğin haberi iletti, âyetlerini okudu. Emrini haykırdı. Senin yolunda gayret sarf etti. Sana kulluk edilmesini emredip Sana karşı gelinmesini yasakladı. Düşmanlarınla düşman, dostlarınla dost oldu ve ölüm gelinceye kadar sana kulluk etmeye devam etti.

Allâhım! Sen Kitabında Peygamber’ine “Eğer onlar kendilerine yazık ettiklerinde derhal sana gelip Allâh’tan af dileklerini bildirselerdi ve sen de onlar için af dileseydin Allâh’m içtenlikle affedici olduğunu ve tövbeleri kabul buyurduğunu göreceklerdi”1″ buyurdun. İşte ben günahlarımdan tövbe edip Sen’den af dilemek için kapına geldim. Sen’den Pcygamber’in hayatta iken ona gelip günahını itiraf edince, Peygamber’inin kendisi için Sen’den af dilediği ve Sen’in de affettiğin kimseler gibi beni de affetmeni diliyorum.

Allâhım! Rahmet Peygamberi’nin (s.a.v.) aracılığıyla sana yöneliyorum.

Ey Allâh’ın Rasûlü! Ben seni aracı kılarak Rabbine yöneliyorum ki günahlanmı bağışlasın.
Allâhım! Ben Sen’den O’nun hatırı için beni affetmeni ve tövbemi kabul buyurmam diliyorum.

Allâhım! Hz. Muhammed’i şefâat edenlerin ilki, isteyenlerin en başarılısı, öncekilerin ve sonrakilerin en değerlisi eyle.

Allâhım! Biz onu görmeden ona iman ettik; onunla hiç karşılaşmadan onu doğruladık. Sen de bizi O’nun girdiği kapıdan içeri al, bizi O’nun zümresi içinde haşr eyle; Havz-ı Kevser’ini bize uğrak eyle. Ondan bir kâseyle kandıran, boğazdan kolay geçen dupduru bir su içir ki bir daha hiç susamayalım; utanmayalım, başımızı öne eğmeyelim, (okun yaydan çıktığı gibi) dinden çıkmayalım, inkâr etmeyelim, kuşku duymayalım. Gazabına uğramayalım, yoldan çıkıp kaybolmayalım. Bizi de onun şefâat edeceği zümreye kat.”
Sonra sağma dönerek şöyle dua eder:

“Ey Allâh’ın elçisinin iki arkadaşı! Allâh’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri sizin üzerinize olsun.
Ey Ebû Bekir Sıddîk! Allâh’m selâmı senin üzerine olsun.
Ey Ömer Fârûk! Allâh’ın selâmı senin üzerine olsun.

Allâhım! Onlara Peygamberleri hatırına ve Müslümanca yaşadıklarından dolayı en güzel karşılığı ver. Onları bağışla. İman yanşmda bizi geçmiş olanları da bağışla. Kalplerimizde, inananlara karşı kin bırakma. Rabbimiz! Sen rahmet sahibisin, acıyansın.”

Sonra iki rekat namaz kılarak oturur. Ravza’da kabirle minber arasında namaz kılması güzel olur. Dilerse bereket umarak minbere dokunabilir, Kuba Mescidi’nde namaz kılabilir, Şehidler Kabristam’na gidip onları ziyaret edebilir ve buralarda bolca dua edebilir.

Sonra Medine’den ayrılmaya karar verince Mescid-i Nebevî’ye varıp kabrin yanına gelerek Allâh Rasûlü’ne salât ü selâm eder ve ilkin yaptığının aynısını yaparak O’na (s.a.v.) veda eder. Ardından O’nun iki arkadaşına selâm ederek şöyle dua eder:

“Allâhım! Peygamberinin kabrine tekrar gelmemi nasip eyle. Canımı, Peygamberini seviyor ve O’na itaat ediyorken al. Âmin, ey rahmet edenlerin en büyüğü!

Bunlan yapınca Allâh’ın izniyle oradan, günahları bağışlanmış olarak çıkıp gider…