Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem), bir ekin yığınına uğramıştı. Elini onun içerisine daldırdı. Parmaklarına ıslaklık dokundu. Bunun üzerine:
– ‘Ey ekin sahibi! Bu ne?’ diye sordu. Ekin sahibi:
– ‘Ey Allah’ın Rasulü! Ona yağmur isabet etti’ dedi. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘O (ıslak) kısmı insanlar görsün diye ekinin üstüne koysaydın ya! Aldatan benden değildir’ buyurdu.”
(Müslim, İman 164 (102); Tirmizî, Büyü’ 74 (1315); İbn Mâce, Tıcârât 36 (2224); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/324. Ayrıca b.k.z: İbn Hibbân, Sahih, (4905)
(Hadis; malını değerli göstermek, onu satabilmek için hile yapmanın caiz olmadığını göstermektedir. Müslüman kişi, malın iyi tarafını üste getirip kötüsünü altına saklayamaz. Malının altı üstü ve içi dışı aynı kalitede olmalıdır. Yoksa yaptığı sahtekarlık olur. Bu ise caiz değildir.
“Benden değildir” ifadesi; bizim yolumuza, ahlâkımıza, ilmimize, amelimize ve güzel gidişatımıza uygun olmayıp başka bir yol üzerindedir. Çünkü bir kimseye hile yapan ve onu aldatan kimse Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e uymayı ve onun yoluna sarılmayı terk etmiştir.)
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem), yiyecek (maddesi) satan bir adama uğrayıp ona:
– ‘Ne satıyorsun?’ diye sordu.
Adam, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e ne sattığını söyledi. Derken Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem) ’ e:
– ‘Elini yiyeceğin içerisine sok’ diye vahiy indirildi. Bunun üzerine Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem) elini onun içerisine soktu. Hayretle onun ıslak olduğunu gördü ve:
– ‘Aldatan bizden değildir’ buyurdu.”
‘Ebu Dâvud, İcâre 50 (3452)