Karıncanın Ayağının Sesinden Daha Gizli Olan Riyâ

By | 6 Ağustos 2014

feraceler

Tabiiyyecilerin Ve Müneccimlerin Karıncaya BenzetilmesiKarıncanın Ayağının Sesinden Daha Gizli Olan Riyâ

Bazı riyalar aşikâr olur. Bir kimsenin insanlar arasında gece namazı kılıp yalnız iken kılmaması bu cinstendir. Bundan daha gizlisi şudur ki, gece namaz kıjmak âdetidir, fakat yanında birisi bulunursa daha sevinçli ve daha hafif olur. Bu riyâ da açıktır, herkes anlayabilir. Bu, karıncanın yürümesi gibi anlaşılmayacak şey değildir. Bundan da gizlisi vardır. Meselâ sevinci artmaz ve kendini hafif hissetmez. Şöyle ki: Her gece namaz kılar ve hâlinden bunu belli etmez. Fakat riyâ kalbde, demirin içindeki ateş gibidir. Bunun eseri, insanların onun bu sıfatta olduğunu bilmeleriyle memnun olacağı ve kendinde rahatlık bulacağı vakit meydana çıkar. Bu memnuniyet ve rahatlık, kalbinde örtülü olarak riyânın bulunduğunu gösterir. Bu memnuniyeti iyi bulmayıp, üzüntüyle karşılamazsa, bu gizli damar, harekete geçerek gizli riyâ hâlini alır ve bir sebeple insanlar bunu anlayabilir.
Açıkça söylemezse imâ ile söyler, imâ ile söylemezse, sureta öyle görünür. Kendini kırık ve mahcup eder. Böylece gece uyanık olduğunu anlarlar. Hattâ bundan da gizlisi olur. İnsanların bilmesine de memnun olmaz, insanların yanında sevinç ve şevki artmaz. Ama riyâ kalbden tamamen ayrılmaz. Meselâ yanına gelen bir kimse selâm vermezse, kalbine neden selâm vermedi diye bir şey gelir. Bir kimse kendisine hürmet etmezse yahut bir ihtiyacını görmezse alışverişte kendisine hiç kolaylık göstermezse, yahut onu iyi yerde, oturtmazsa kalbinde yine bir burkulma sezer, o ibadetleri gizli yap masaydım şimdi böyle olmazdı diye düşünür. Sanki nefsi o gizli ibadeti sebebiyle hizmet olunmayı ister. Velhâsıl, o ibadetin olması ve olmaması kendine göre beraber olmayınca, kalbi henüz gizli riyâ dan kurtulmuş olmaz. Çünkü bir kimseye bin altın verip, ondan yüzbin altın kıymetinde bir şey alsa, başkalarına minnet etmez, boyun eğmez ve kimseden hürmet beklemez, hürmetin olup olmamasını aynı görür. İnsanlar için böyle olunca, Allahü Teâlâ’ya ibadet edip, ebedi saadete kavuşmak isteyen, bunun karşılığı olarak niçin kimseden hürmet beklesin? işte en gizli riyâ budur. Karıncanın Ayağının Sesinden Daha Gizli Olan Riyâ
Ali (radıyallahü anh) buyurur: «Kıyamet günü malları size ucuz satmadılar mı? İsteklerinizi yerine getirmediler mi? Size daha önce selâm vermediler mi? denir». .Yâni bütün bunlarla amellerinizin karşılığını aldınız ve hâlis, sırf Allahü Teâlâ için amel etmediniz demektir. İnsanlardan kaçıp, ibadetle meşgul olan bir kimse, «Biz fitneden kaçtık. Korkarız ki bu işde fitne bizi bırakmadı. Çünkü bir kimseyi gördüğümüz zaman, bize hürmet etmesini, hakkımızı gözetmesini istiyoruz», dedi. Bu sebeptendir ki, muhlisler ibadetlerini günahları gibi gizlemişlerdir. Çünkü kıyamet günü yalnız Allah için olandan başkası kabul edilmez. Onlar, hacca gidip, yolda saf altından başka paraların işe yaramadığını öğrenen kimsenin helâk olma korkusu olduğu için, hâlis altın elde eden ve işe yaramayan şeyleri atan ve ihtiyaç gününü gözeten kimseye benzerler, insanların kıyamet gününden daha âciz kalacakları bir gün yoktur. Bugün sâ lih amel işlemeyen, o gün ziyandadır. Kimse ona yardım etmez, ibadetini insan veya hayvan görmüş, ikisini bir tutmayınca riyâdan kurtulamaz. Karıncanın Ayağının Sesinden Daha Gizli Olan Riyâ
Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyuruyor: «Riyânm en azı en gizlisi şirktir» O. Yâni, Allahü Teâlâ’ya ibadette ortak ve eş koşmaktır. Allahü Teâlâ’nın bilmesini yeterli görmeyince, başkasının bilmesi ibadetine te’sir eder.