Ayet: “Tövbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmayarak Cennet’e, çok esirgeyici Allah’ın kullarına gıyâben vaad buyurduğu Adn Cennetlerine gireceklerdir. Onun vaadi şüphesiz yerini bulacaktır. Orada selâmdan başka boş bir söz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam nzıklan da ayaklarına gelecektir. O, öyle Cennet’tir ki biz ona kullarımızdan gerçekten müt- takî olanları vâris kılacağız. ”
(Meryem; 60-63)
Hadis: “Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: ‘Salih kullanım için ben, Cennet’te hiçbir gözün görmediği hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insan gönlünün hatırlamadığı bir takım nimetler hazırladım.” (et-Tâc, el-Câmiu li’l-Usül, fi ahâdisi’r-Rasul, V, 402).
Hikâye: “Ey Cennet Ehli!”
Ebû Said (ra) Peygamberimizin şöyle buyurduğunu bildiriyor:
Kıyamet gününde ölüm, ak ve kara renkli bir koç şeklinde getirilir ve cennet ile cehennem arasındaki sur üzerinde bırakılır. Sonra bir ses: “Ey cennet ehli!” diye nida eder. Cennettekiler başlarını kaldırıp bakınca yine aynı ses: “Şunu tanır mısınız?” diye onlara sorar. Cennet ehli, hepsi görmüş oldukları halde: “Bu ölümdür” diye cevap verecekler.
Bundan sonra aynı ses: “Ey cehennem ehli!” diye nida edecek. Onlar da başlannı kaldırıp bakacaklar. Aynı ses onlara da: “Şunu tanıyor musunuz?” diye soracak. Cehennem ehli, hepsi görmüş oldukları halde: “Bu ölümdür” diye cevap vereceklerdir.
Daha sonra koç yatırılarak boğazlanacaktır. Koç boğazlandıktan son- ra aynı ses sahibi: “Ey cennet ehli, burada ebedîlik var, asla ölüm olmayacak. Ey cehennem ehli, size de ebedîlik var, asla ölüm olmayacak” diyecektir.