Namaz; dinin direği, iman ağacının en olgun meyvesidir.
Namaz, Hz. Adem’den son Peygamber ve en sevgili Allah kulu olan Hz. Muhammed’e kadar bütün peygamberlere ve onların vasıtası ile dünyanın ilk gününden kıyamete kadar var olagelmiş ve var olagidecek bütün insanlara bildirilmiş bir Allah emridir.
Namaz, zengin-fakir-alim-cahil-genç-yaşlı bütün mü’min cemaatını yanyana ve aynı hizada saflar halinde biraraya getirdiği için her sınıftan insanları birbirlerine kaynaştırıp bir birliğin kurulmasına hizmet ettiği gibi insanlara, sıfat ve rütbeleri ne olursa olsun, aynı Allah’ın birbirinden farklı ve üstünlüğü olmayan eşit kulları olduğunu da her gün beş kere göstermektedir.
Namaz, canlı ve cansız varlık çeşitlerinin kendileri ile ortaksız Allah’a ibadet ettiklerini bilen insanoğlunun varlıklarının bütün ibadet çeşitlerini bir arada Allah’a sunmasıdır. Zekât, malın, oruç mide ile şehvetin ibadetidir. Fakat namaz, maddi ve manevi bütün yönleri ile bütün yekününün ibadetidir.
Namaz, her artan rek’atı ile mümini, hayvanlık cephesinde ayırarak melekliğe doğru yükseltmelidir. Namaz kılmadan önceki mü’min, namazdan sondaki mü’mine benzememek, namaz onun nihayetlerine, fikirlerinde, huylarında, arzularında, geleceğe ait düşüncelerinde iyilik, doğruluk ve samimi yönümde gözle görülür değişiklikler yapılmalıdır.
Namaz, kılarken, Allah’ın huzurunda olduğunu bilmesi gereken mü’min Allah’ın ululuk ve hoşnutluğunda gayri hiç bir endişe ve fikir taşımamalı, kafasını ve gönlünü dünyalık hiçbir mevzunun işgal edip coşkunluğunu bozmasına meydan vermemelidir.
Namaz, Allahu Teâlâ’nın kıyamet gününde ilk önce soracağı hesabıdır.
Namaz hakkında verdiğimiz bu bilgiler, namazın önemini anlamamız için yeterlidir.
Buluğa ermiş her müslüman, namaza gereken önemi verip hakkıyla ifa etmelidir. Aile reisi olan erkek, ailesinden sorumlu olduğunu bilip aile efradına ibadetlerini yapmaları hususunda eğitim ve öğretim vermelidir.