Hz. Yusuf’un Rüyası

By | 10 Mart 2015

hz-yusufun-ruyasiHz. Yakub, evlâtları arasında en çok Yusuf’u seviyordu. Sonra I ünyamin’i de çok severdi. Onları kucağına alır, sever, okşar, kırlara çıkarırdı. Onlarla birlikte oynardı.

Karısı, Lea’nın altı çocuğu ile cariyesinden olan dört çocuğu Yusuf  ile Bünyamin’i bunun için çok kıskanırlardı. Yusuf, on büyük kardeşi ile birlikte sürüleri de gütmeye giderdi. Onlar ne yaparsa, ne kötü işle bulunursa, akşam olunca babasına söylerdi.

Yusufun sırtındaki entari alacalı, benekli bir entari idi. Bu ise kardeşlerinin kıskançlığını daha çok arttırdı. Bu elbisesi ile Yusuf, daha çok güzelleşmiş, babasının gönlüne daha çok yerleşmişti.

Nihayet Yusuf on yedi yaşına gelmişti. Yüzünde sanki tam on yedi tane güzellik hâlesi parlamıştı. Bir gece bir rüya gördü. Uyanınca:
— Kardeşlerim, kardeşlerim! diyerek ağabeylerinin yanına koştu.
— Ne var Yusuf?..
— Bu gece bir rüya gördüm. Rica ederim, bunu dinleyiniz!.
— Nasıl bir rüya idi gördüğün?
— Ben bir ekin tarlasındaymışım. Ekinleri demet yapıyormuşuz!..
— Eee?…
— Demetleri bağlıyorken birdenbire benim demetim yukarı doğru dikilip durdu. Başı havadaydı. Sizin derlediğiniz demetler de yürümeye başladılar. Geldiler, geldiler, benim demetin çevresini çevirdiler. Sonra ona karşı başlarını eğdiler:
Yusuf sustu.
Kardeşleri:

— Ey Yusuf! dediler! Senin demetin seni, bizim demetimiz bizi göstermiş olacak. Sen bizim üzerimize gerçekten Melik mi olacaksın Ya da gerçekten üzerimize hükümet mi edeceksin? Sen bize baş olmak istiyorsun ha?

On kardeş Yusuf’a böyle söyleyerek onu daha çok kıskanmaya başladılar.
Fakat Yusuf:

— Neler düşünüyorsunuz? dedi. Benim aklımdan geçmeyenler sizin aklınızdan geçiyor. Ben niçin sizin başınıza melik olacakmışım?
Yine kardeşleriyle birlikte kırlara gitti. Sürü sürdü. Sığır ve koyunları otlattı. Akşamları çadıra döndü.

Yine bir geceydi… Yine bir rüya gördü. Uyanınca hemen babası Hz. Yakub’a koştu, rüyasını anlattı. Bu olayı Kuran-ı Kerîm şöyle buyurur:

«Yusuf babasına dedi ki: — “Babacığım! On bir yıldızla Güneşi ve Ay’ı gördüm bunlar bana secde ediyorlardı.”» (Yûsuf sûresi, âyet: 4)
Hz. Yakub:
— O yıldızlar, Güneş ve Ay mı sana secde ettiler.
— Evet babacığım!
O zaman Hz. Yakub derin bir düşünceye daldı. Kendi kendisine:

— Demek ki, Yüce Rabbim benim oğluma bir ululuk verecek! Demek ki, büyük bir adam olacak o! Şerefe ve şana sahip olacak! dedi.
Sonra:

— Oğlum Yusuf’u öteki kardeşleri çekemiyorlar. Ya bu on kardeş şeytana uyar da ona bir kötülük ederlerse? Oğlumun onlardan kendisini koruması lâzım! diye kuruntulara daldı. Başını kaldırdı.Yusuf a baktı:

Oğlum! dedi. Rüyanı kardeşlerine sakın anlatma!.. Sana bır kötülük yapmasınlar. Senin hakkında bir tuzak kurmasınlar. Şeytan insana apaçık bir düşmandır.» (Yûsuf sûresi, ayet: 5)

Hz. Yakub bu rüyanın ne olabileceğini düşünmeye, onu yormaya başladı. Kendi kendisine:
— Güneş ve Ay ben olacağım? dedi. On bir yıldız da Yusufun on bir erkek kardeşi!

Sonra Yusuf a döndü, onu azarlayarak:
— Rüyanda, gördüğün güneş ben, ay annen, on bir yıldız da onbir kardeşin olacak. Demek ki, senin ayağına kadar kulluk etmeye mi geleceğiz? dedi.
Bıraz durdu. Fakat onu okşadı. Gelecek günlerde şanı şöhreti ulu  olacak oğlunu tekrar sevdi:
— Hayır! Hayır! Sen büyük bir adam olacaksın Yusuf dedi.
— Büyük bir adam mı?
— Rabbin seni böyle seçerek sözlerinin mânasını da sana öğretecek. Nasıl daha önce büyük babaların İbrahim ile İshak hakkında nimetini tamamladı ise senin hakkında da, Yakub sülâlesi hakkında da nimetini tamamlayacak. Senin Allah’ın her şeyi hakkı ile bilir, her işi hikmet ile çevirir!

Yusuf, babasının yorumladığı bu rüyayı tekrar tekrar gözünün icine getirdi. Şaşkınlık içinde kalmıştı. Oda mı babası gibi, büyük saraları İshak ve İbrahim gibi Peygamberlik nimetine nail olacaktı! Elerini kaldırdı, uzun uzun düşündü:

— Yüce Yaratanım, sana şükürler olsun! dedi.