Hz. Muhammed (s.a.v.)’e Selat’u Selamda Bulunmak Nedir ?
Hiç şüphesiz, Allah ve melekleri peygambere salât etmektedirler. Ey İman edenler, siz de ona salâtedin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin”
Hz. Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki:
Kim bana bir salavat getirirse Allah Teâlâ bu yüzden o kimseye on misli mağfiret eder.”
Kıyamet gününde bana halkın en yakın olanları ve şefaatime hak kazananları, bana en çok salâvat getirenleridir.”
“Günlerinizin en faziletlisi Cuma günüdür. O günde bana çok salâvat getirin; zira sizin salât ve selamlarınız (melekler vasıtasıyla) bana arz olunur.”
Ashab-ı Kiram sordu:
Ya Rasulullah! Getirdiğimiz salâvat size nasıl arz olunur; hâlbuki siz çürümüş bulunacaksınız?”
Rasûl-i Ekrem (s.a.s) Efendimiz:
“Allah Teâlâ Peygamberlerin cesetlerini yeryüzüne haram kılmıştır.” cevabını verdi.
“Yanında ben anıldığım halde bana salâvat getirmeyenin yüzü yere sürülsün, hakarete uğrasın.”,“En cimri (bahîl) olan yanında anıldığım halde bana salât u selam getirmeyendir.”
“Şüphesiz ki, benim üzerime salâvat getiren kimsenin selamını almak için Allah bana ruhumu iade
eder.”
İbn Ebî Leylâ şöyle demiştir: Ka’b b. Ucre ile bir defasında karşılaştım, bana şöyle dedi:
Akraba Ziyareti
Sana Peygamber (s.a.s)’den işittiğim bir hediye vereyim mi? Peygamber (s.a.s) bizim yanımıza çıktı. Biz O’na:
Ya Rasulallah! Bizler Sana nasıl selam okuyacağımızı öğrendik. Fakat Sana nasıl salât okuyacağız? Dedik. Rasûlullah (s.a.s) bize:
“Allahümme sallî alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kema salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamîdun Mecîd.
Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in âli üzerine, İbrahim’in âli üzerine salât ettiğin gibi salât et: Şüphe yok ki, Sen Hamîd’sin, Mecîd’sin.”
“Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamidun Mecîd.
Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in âline, İbrahim in âline bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen Hamîd’sin Mecîd’sin.”