Hastalıkta Allah’a (cc) Hüsnü Zan Beslenmeli

By | 5 Kasım 2014

hastalik2Yüce Allah ‘Allah insanlara zulmetmez, bilakis insanlar kendilerine zulmederler. ”

“Şüphesiz Allah zerre kadar bile zulmetmez” buyurmuştur.

Kutsi hadiste de Yüce Allah “Ey kullarım! Ben zulmü kendime yasakladım ve onu sizin aranızda da yasak kıldım. Onun için birbirinize zulmetmeyin.”

Açıklama:

Hastalığın uzayıp acıların devam ederse sakın Rabbine kötü zan besleme; O’nun (c.c.) senin için kötülük dilediği, afiyet vermek istemediği ve sana zulmettiği inancına kapılma. Çünkü bu büyük bir günah, müthiş bir tehlikedir. Yüce Allah zulümden münezzehtir. O büyük hikmet sahibidir ve adildir. Daha öte çok merhametli ve lütufkârdır. Peygamberimiz’in -sallallâhu aleyhi vesellem- duasında geçtiği gibi başına gelen musibet ve Yüce Allah’ın sana takdir ettiği adaletin ta kendisidir: “Hakkımda verdiğin kararlar mutlaka gerçekleşecektir. Benim için takdir ettiklerin adalettir.”

Bil ki sen Allah (c.c.) hakkında ne tür zan beslersen Allah (c.c.) da sana öyle muamele eder. Hakkında iyi zan beslersen sana iyilik ulaştırır, kötü zan beslersen kötülük ulaştırır; O senin zannının olduğu yerdedir. Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: “Aziz ve Celil Allah şöyle buyurdu: ben kulumun hakkımdaki zannı yanındayım. Beni anarken onunlayım.”

İbn Kayyım (rh.a) der ki: “Anlamı şöyledir: hakkımda ne zanda bulunursa ben ona onu yaparım.”

Hayan b. Ebi Nadr (rh.a) anlatıyor: Merhum Yezid b. Esved’i (rh.a) hastalığında ziyarete giderken onu ziyarete gitmekte olan Vasile b. Esqa’ ile karşılaştım.Birlikte yanına girdik. Yezid Vasile’yi görünce elini uzattı ve gelmesi için işaret etti. Vâsile de gidip oturdu. Yezid onun ellerini alıp yüzüne sürdü. Vâsile “Yüce Allah’a ne tür bir zan besliyorsun?” dedi. O “Vallahi, Allah’a güzel zan besliyorum” deyince Vâsile: Öyleyse müjdeler olsun sana; zira ben Resûlullah’ı -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyururken işittim: “Aziz ve Celil Allah şöyle buyurdu: Ben kulum hakkımda ne zan besliyorsa oradayım; iyi zan beslerse ona iyilik, kötü zan beslerse kötülük veririm” Diğer rivayet şöyledir: “Ben kulumun hakkımdaki zannının olduğu yerdeyim. Artık hakkımda dilediği zanda bulunsun.”

Ebû Hureyre’nin rivayetindeki ifade de şöyledir: “Ben, kulumun hakkımdaki zannının olduğu yerdeyim; iyi zan beslerse ona iyilik, kötü zan beslerse kötülük vardır.”

Yüce Allah’a iyi zan beslemek başlı başına bir ibadet ve kulluktur. Ebu  Hureyre’den -radıyallâhu anh- rivayet edildiğine göre Hz. Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: “İyi zan kulluğun, ibadetin iyiliğindendir. ”

Molla Aliyyülkari: Yani iyi zan güzel ibadetlerden bir ibadettir, demiştir.

Peygamberimiz -sallallâhu aleyhi vesellem- ölürken de hüsn-ü zan beslemememizi emretmiştir: “Ölürken mutlaka Yüce Allah hakkında hüsn-ü zan üzere olunuz. ”

Alimler şöyle demişlerdir: Bu hadis ölürken ümitsizliğe karşı uyarmakta ümitli olmaya teşvik etmektedir. Yüce Allah hakkında hüsn-ü zan beslemenin anlamı, O’nun (c.c.) merhamet edeceğini ve affedeceğini sanmak ve ummaktır

Bir şair şöyle der:

Belaya düçar olduğunda Allah’a güven, razı ol.
Belayı def edecek ancak Allah’tır.
O takdir ettiyse teslim ol; buna kadirdir.
O’nun takdir ettiklerinde kul çaresizdir.
Ümitsizlik bazen kişiyi bitirir, yok eder.
Sakın ye’se düşme; her şeyi yapan Allah’tır .

İbn Kayyim’in (rh.a) Allah’a sui zan besleme ve bundan tevbe etmenin gerekliliği hakkında nefis açıklamaları vardır. Şimdi sana bunlardan bazılarını sunacağım:

“İnsanların çoğu, hatta Allah’ın dilediği azı dışında hepsi Allah (c.c.) hakkında haksız yere sui zanda bulunurlar. Çünkü insanların çoğu hakkının eksik verildiğini, nasibinin az olduğunu, oysa kendisinin Allah’ın (c.c.) verdiğinden daha fazlasını hak ettiğini düşünür. Diliyle inkâr eder, açıkça söylemek istemez ama lisan-ı haliyle “Rabbim bana zulmetti, beni hak ettiğimden mahrum bıraktı” der. Her kim kendini araştırıp içindeki gizli duygu ve düşünceleri irdelerse, ateşin çakmak taşının içindeki gizliliği gibi bu şeylerin de onun içinde gizli olduğunu görür. Dilediğinin çakmağını çak; o sana içindeki ateş kıvılcımını haber verecektir. Dilediğin kimseyi de araştır; onda da kadere yergi ve öfke, olanlardan farklı teklif ve düşünceler, “aslında şöyle şöyle olmalıydı gibi” fikirler bulacaksın. Bu az veya çok herkeste vardır. Sen de kendini araştır bakalım, bundan selamette misin?