İmamla birlikte Müzdelife’ye yönelince ağır adımlarla yürür. Müzdelife’ye vardığında akşam ve yatsı namazını imamla birlikte cemaatle kılar; imamın kıldırdığı namaza yetişemezse tek başına kılar ve geceyi orada geçirir. Oradan veya kolayına gelen başka bir yerden, şeytan taşlamak (remy-i cimâr) için çakıl taşı toplar. Bu taşlar yetmiş tane olup mercimekten büyük, fındıktan küçük olmalıdır. Taşları yıkarsa güzel olur.
Sonra vakit girince sabah namazını kılar. Namazı, hava henüz karanlıkken (; yani ilk vaktinde) kılarsa iyi olur. Sonra Meş‘ar-i Haram’a gelip orada durur. Orada Allâh’ı çokça hamd ü sena eder, “Lâ ilâhe illallah” ve “Allâhu Ekber” der. En güzeli şu sözlerle dua etmesidir:
“Allâhım! Bizi burada durdump burayı bize gösterdiğin gibi, seni zikretmenin yolunu da göster. ‘Arafat düzlüğünden âdeta birsel gibi [Müzdelife bölgesine] akın ettiğiniz zaman Meş’ar-i Harâm’da Allâh’ı anın. Bildiğiniz gibi sizler daha önce yolunu şaşırmış bir topluluk idiniz. Allah size doğru yolu gösterdi. İşte bu büyük lütfuna minnettarlığın bir göstergesi olarak anın Allah’ı. [İbrahim ve onun zamanından itibaren hacca gelen tüm] insanların âdeta bir sel gibi akın edip ilerledikleri yerden siz de coşkulu kalabalıklar halinde ilerleyin ve Allâh ’tan günahlarınızın affını dileyin. Şüphesiz Allâh çok affedici, çok merhametlidir: ’16 buyruğunda bize vaad ettiğin gibi, bizleri bağışla ve esirge”.