Güneş Tutulması Namazı

By | 5 Kasım 2014

gunes-tutulmasi-namaziEbu Mes’ud el-Ensârî (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz ki güneş ve ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettirler. Allah, onlarla kullarını korkutur. Onlar, insanlardan hiçbir kimsenin ölümü için tutulmazlar. Bu gibi ayetlerden bir şey gördüğünüz de hemen namaz kılın ve Allah’a dua edin. Ta ki başınıza gelen bu sıkıntılı hal açılıncaya kadar namaz kılın ve Allah’a dua edin.”
Küsuf kelimesi sözlükte; kararma, siyahlaşma anlamına gelir. Husûf kelimesi ise sözlükte; gitme, eksilme manasına gelir. Küsuf, güneş tutulmasına ve Husûf da ay tutulmasına denir. Bu ıstılahı anlamların, sözlük anlamlarıyla olan bağlantısı; güneş tutulduğu zaman yüzeyinin kararması ve ay tutulduğunda ise ışığının eksilip gitmesi yönünden olmalıdır.Güneş tutulmasına sebep; normal dönüşleri esnasında ayın dünya ile güneş arasına girip güneşi gölgelemesidir. Ayın tutulmasının sebebi de; dünyanın, güneş ile ay arasına girmesidir.
İşte bu astronomik olaylar sırasında namaz kılmak, sünnettir. Yüce Allah’ın kud-retine delalet eden böyle büyük bir olay karşısında müminin secdeye kapanıp Rab- binin gücünü hatırlaması ve o büyük güce dua etmesi kadar tabii bir şey yoktur. Bu bölüm içerisinde geçen hadislerdeki Küsuf kelimesini bazı raviler Husuf şeklinde de rivâyet ederler.Hicretin 10. yılında Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in, Mariye’den olan oğlu İbrahim ölmüştü. Bu sırada güneş tutulması gerçekleşmişti. İşte bu güneş tutulması olayı, Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in oğlu İbrahim’in ölümüne denk gelmişti. Bu nedenle bazı kimseler, güneşin, İbrahim’in ölümünden dolayı tutulduğu inancına varmışlardı. Aslında bu zan, onlara, bazı müneccimlerin: “Güneş, bazı büyüklerin ölümü veya bazı büyük işlere haberci olmak üzere tutulur” sözlerinden geçmişti.Hattâbî (ö. 388/998)’nin bildirdiğine göre; cahiliyye döneminde insanlar bu kanaate sahiptiler. Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu yanlış kanaati kaldırmak için güneş ve ayın bazı insanların ölümü veya hayatı için tutulmadıklarını, bunun, yüce Allah’ın kudret ve azametine delalet eden olaylardan olduklarını söylemiştir.
Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu sözleriyle; güneş ve ayın hiçbir güce sahip olmadıklarına, bütün kuvvetin Allah’ın elinde olduğuna, onların Allah’ın emrine amade iki yaratık olduklarına işaret etmiştir. Ayrıca böyle bir şeyle karşılaştıkları zaman, hemen namaza sığınılmasını emretmiştir.
Bu, korku ve felaket anlarında namaz, duâ ve istiğfar gibi yollarla yüce Allah’a sığınmaya teşvik etmektedir.
Küsûf namazı, çeşitli şekillerde rivâyet edilmiştir. Özet olarak:
1. İki rekattır, diğer nafileler gibi kılınır.
2. İki rekattır, ancak her rekatta iki rüku vardır.
3. İki rekattır, ancak her rekatta üç rüku vardır.
4. İki rekattır, ancak her rekatta dört rüku vardır.
5. İki rekattır, ancak her rekatta beş rüku vardır.
Bu farklı rivayetler, Küsûf Namazının keyfiyetinde alimlerin ihtilafına sebep olmuştur.Şevkânî , alimlerin, bu namazın sünnet oluşunda ittifak etmekle birlikte kılınış biçiminde farklı görüşlere sahip olduklarını belirtir.
Nevevî’de bu konuyu şöyle özetler: Mâlik, Şafiî, Ahmed ve cumhura göre bu namaz, iki rekat olup her rekatta iki rüku vardır. Ebu Hanîfe, Sevrî ve Nehaî ise bu namazın, diğer nafileler gibi her rekatta tek rüku olmak üzere iki rekat olduğu görüşündedir.
Aişe (radıyallâhu anhâ)’dan rivâyet edilmiştir:
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutulmuştu. Bunun üzerine Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem): ‘es-Salâtu Câmiatun cemaatle namaz kılmaya hazır olun)’ diye seslenmek üzere halka bir münadi gönderdi. Sonra da mescide çıkıverdi. Bunun üzerine insanlar onun arkasında saf tuttu. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) onlara iki rekatlı bir namaz içinde dört rüku ile dört secdeli bir namaz kıldırdı.”
Şafiî ve Hanbelilere göre; Husûf Namazı, her rekatta ikişer rüku olmak üzere iki rekattır. Cemaatle kılınır. Delilleri ise; Beyhakî (ö. 458/1066) ‘in, Haşan el-Basrî yoluyla Abdullah ibn Abbâs’a izafeten rivâyet ettikleri bir haberdir. Bu haber de, Abdullah ibn Abbâs, Basra’da emir iken ay tutulduğunda, cemaate iki rekat namaz kıldırdı ve her rekatta ikişer defa rüku yaptığı bildirilmektedir. Yalnız senedindeki İbrahim b. Muhammed’den dolayı bu hadis zayıf kabul edilmiştir.
Mâlikî ve Hanefilere göre ise; Husûf Namazı, iki rekattır. Diğer nafileler gibi rekatları tek rükuludur. Bu namaz, münferiden kılınır.
Bu namazla ilgili ihtilaflar, Küsûf Namazı ile ilgili ihtilaflardan kaynaklanmaktadır.